Gurbetin soğuk gerdanında güzel bir kızıl mehtap..Camdan havasında, yalnızlığın buğusunu alıp gidiyor boğazın ışıltısı.. Yutkunamıyor kuru yük gemilerini besbelli,sürüklüyor usul usul,Sanki boğaz kadife bir ayraç ve İstanbul esrarlı bir kitap… Kıyısında Üsküdar’ın umutlu bir çift göz..“Ve birgün, gün senin günün olacak İstanbul ! “ diyor.. Sağ kulağına Ayasofya ezan okurken,Sol kulağına Hüdai kamet okuyacak zaferlerin.. Martılar balıklara uzanmayacak o gün,Balıklar yüzeyine çıkmışken serin suyunun.. İzleyecek tüm alem coşkusunu yıldızlar şöleninin,Kimi gökte kimi yerde.. Boğazın kıyısında bir çift göz umutlu.. İstanbul diyor, sen o günleri göreceksin ve İnşallah buna ben de şehadet edeceğim.. Topkapı karanlık kalmayacak o vakit,Işıkları doğudan batıya aydınlatacak ücra sokakları.. On altı bahar on yedincisini alkışlayarak,Yedi uyurlar gibi kalkacak dimdik,Tepelerinden yedi ezan okunacak İstanbul!.. Gözlerimiz o gün gülecek,sözlerimiz bitmeyecek,Şarkılar söyleyince çocuklar, Anlamını bulacak her kavga o gün.. Yenilmez isimler yenilmemiş olacak ,Bir dev asla hastalanmamış ve ölmemiş olacak o gün.. Boğazın kıyısında bir çift göz nemli,Sen diyor, sen İstanbul! Bir akşam serinliği olacaksın Gazze’nin yanığına,Kudüs’ün yangınına.. Nasıl ki, Bosna’nın çığlığına yankı olmuşsan,Nasıl ki, Kırım’ın, Cezayir’in, Tunus’un gözyaşına toprak olduysan,Mükerrer hüzünlerin yine mezarına sen toprak atacaksın.. Biliyorum.. duyuyorum seni.. Envai renkleri hazır tutuyorsun mehtabında ve türlü şarkılar Gülhane’nde gagasında papağanlarının.. Her an hazırsın.. hep hazırsın.. Biz yaşarız, ölürüz,çürürüz.. ama sen beklersin,hep hazırsın.. Fatih’ini beklediğin gibi,bekliyorsun.. Fatih’in gelişini Medine seslemişti sana; ve Alparslan İlk adımını atmıştı vuslatın.. Yine bir Vuslat halindesin,Bir seslenişin pür dikkatindesin.. Söyle bana kim sesleniyor İstanbul sana, kim? Gökte hilal mi, yoksa beş yıldız mı? Karanlığın dibi mi, yoksa şafak mı? Ne duyuyorsun İstanbul? Yankı ver bize de Dizlerimize derman olsun.. Ne görüyorsun İstanbul, göster bize de,Feraset merceğimiz ayarlansın.. Boğazın kıyısında bir genç.. Kız kulesinin saçlarını tararken rüzgar, göğsüne vuruyor yakamoz,Ne duymuşsa atasından göğsü hop iniyor hop kalkıyor.. Oturduğum kuru bir taşın yerinde mi olaydım? Yoksa şu martılardan biri mi.. ne olaydım? Diye hayıflanıyor.. Fikirlerden fikirlere, hedeflerden hedeflere koşmuşken ecdadı,Hayal bile kuramayışına yanıyor.. Legolardan bir ev bile yapamazken, hayal nasıl kurulur bilemiyor… Küçük adamları büyütmüşlüğünü, kısır adamların soylarıyla övünüşünü,Kendisine,kudretine sövüşünü Ayna boyunu küçük tutuşunu düşünüyor..Yıldız’dan bir el uzanıyor tam karşıdan.. Başını okşuyor,bir yetim gibi..Öyle şefkatli, öyle içten.. Sen diyor bir ses.. Sen, Hasta denilen adamın torunusun..Gökte yıldızlar topluluğusun.. Sen, Vatikan’ın kabusu, Kudüs’ün umudusun..Kalk! Doğu Türkistan’ın gözü sende.. İstanbul’dan çıkar gider Gazze’nin meltemi.. Afrika’nın güneşi kuzeyinden doğar,Bu topraklarda her çiçek besmeleyle açar.. Kalk , Sendedir Süleyman’ın mührü Adaletin yüzüğü..Tuna’nın,Dicle’nin ve Nil’in kardeşliği nereden sanırsın? Onları İstanbul’dan tanırsın.. Bulutlar taşırlar boğazın suyunu Biraz Akdeniz’den, biraz Karadeniz’den, dünyanın her yerinden.. Tüm toprakların suyunu içirir sana yağmur,İçirir ki, ecdadın gibi tüm renklerle yoğrul.. Dünyanın tüm lisanları yağmurla karışmalı kanına,Damarlarında Rahman’ın rahmeti dolaşsın ve ufuklar bayraklarınla donansın..Kalk! Yağmurun kulağı bile sende! Boğazın kıyısında binlerce genç..Gözlerinde parıltı.. kalemleri ağzına kadar mürekkep.. Şimdi İstanbul bembeyaz bir sayfa,Yeni destanları müjdeliyor ezanlar.. Ayasofya’nın da eli kulağındadır şimdi,Mescid-i Aksa’nın gözleri gülüyor.. Gökte hilal.. yerde yıldızlar..Ne yerde ne de altında yalnızlar,Ecdadından nefes alıp soluyanlar Ne kördür ne de sağırdırlar.. Film gibi hızlı hızlı geri sarıyorum şimdi..İstanbul.. Lalelerinle değil,Gençlerinle övün.. Kulağına şarkılar söyleyen martılar kim? Kim kutlu misafiri göğün? Boğaz’ındaki koca ağırlıktan kurtul, Bir zemzem ferahlığıyla yutkun.. O gün yakında,çok yakında..geliyor! Alparslanlar,Fatihler, Abdulhamitler.. Ocağından Erbakanlar,nice yiğitler yürüyor..