Dini gün ve gecelerde, Kandil gecelerinde çocuklarımızla neler yapabiliriz? Dini gün ve gecelerde, Kandil gecelerinde çocuklarımızla neler yapabiliriz?
Konferans öncesi konuşan Hayrat Vakfı İnegöl Temsilcisi Sabrihan Alemdar, Hayrat Vakfı olarak Türkiye’nin bir çok yerinde ayrıca dünyanın farklı noktalarında çalışmalar yaptıkları söyledi.

OSMANLICA’YA SAHİP ÇIKIYORUZ

Alemdar; “Ayrıca bizim için hayat memat meselesi olan Osmanlıca’ya da sahip çıkıyoruz. Her geçen gün Osmanlıca öğrenen kişi sayısı artıyor. 200 bin kişiyi geçtik. Osmanlıca ecdadımızla aramızda bir köprüdür.

Bize çok güzel bir miras bırakmıştır ecdadımız. Onun için Osmanlıca’yı hepimiz öğrenmeliyiz” dedi. Alemdar, Üstad Bediüzzaman’ın vefatının 55.yıldönümü vesilesiyle düzenledikleri konferansa katılan İdris Tüzün’e de teşekkür etti.

ÜSTAD BU ASRIN MÜCEDDİDİ

İlahiyatçı Yazar İdris Tüzün ise;

“Risâle-i Nur’un imani konuları çürütülemeyecek kadar güçlü delillerle ortaya koymuş, Müminlerin imanını kuvvetlendirirken, dinsizleri de susturmuştur. Günümüzde imani mevzuları Risâle-i Nur kadar mükemmel savunan kimselerin olmayışı, Üstadın bu asrın müceddidi olduğunun en büyük delilidir.

Üstad Bedîüzzaman, Risâle-i Nur Külliyatı’nı, Batı medeniyetinin İslâm alemindeki menfî tesirlerini kırmak, dine hücum eden dinsizleri susturmak, Müslümanların Kur’ân ve sünnete bağlılığını tazelemek, dini hayatı yeniden canlandırmak için telif etti” dedi.

ALLAH, HER YÜZ SENEDE BİR GÖNDERİR

Peygamberimiz (sav)’in; “Allah bu ümmet için her yüz sene başında dinini tecdid edecek, (yenileyecek) bir müceddid gönderir.” Hadisi Şerif-i’ni paylaşan Tüzün;

“İslâm’ın ilk yüzyılından günümüze kadar, İslâm toplumlarında fısk, bid’at ve küfürle mücadele eden müceddidler eksik olmadı. Onlar daima bid’atları izale, Kur’ân ve sünneti ihya ederek, toplumu asrısaadete dönüştürmenin mücadelesini verdiler ve manevî havayı yenilediler”

BİD’AT VE KÜFÜRLE MÜCADELE

“19. yüzyıldan itibaren İslâm toplumlarında tesirini hissettiren materyalist batı felsefesi, 20. yüzyılda daha da yaygın bir hal aldı. Batı felsefesinin yaygınlaşması ve İslâm aleyhtarı propagandalar neticesinde, halkın İslâm’a bağlılığında gevşemeler, şüpheler ortaya çıktı. Ahlâk bozuldu.

İslâm aleyhinde fikirler arttı, halk İslâm’ı yaşamaktan uzaklaştı. Hatta Müslüman olmak gericilik, utanılacak bir durum gibi algılanmaya başlandı. Bütünüyle değilse de kısmen, İslâmi değerlere itimadı olmayan, hatta düşman, dinsiz nesiller de ortaya çıktı.

Üstad Bedîüzzaman, 20. yüzyılda İslâm toplumlarında materyalist batı zihniyetinin sebep olduğu fısk, bid’at ve küfürle mücadelesindeki başarısıyla, bu asrın müceddidi olduğunu isbat etmiş bir şahsiyettir” ifadelerini kullandı.