Cumhuriyet tarihi boyunca devlet, ülke ve vatandaşının rekabet üstünlüğünü oluşturma ve geliştirmekten daha çok Cumhuriyeti koruma refleksi ile hareket ettiği evrensel değerlere ve evrensel gelişime duyarsız kalmıştır.
Ülkemizde bu konudaki ilk çalışmalar yine kendi gelişimi ve değişimi ihtiyacından daha çok gümrük birliği mevzuatıyla ilgilidir.Bu konudaki ilk çalışmalar 1995’te yapılmıştır.
Tasarımın bir hukukunun olması,bu topraklara ait bir felsefenin olması gerekirken henüz bu konu ile ilgili bir kanun düzenlemesi bile yoktur.
Her ne kadar Osmanlı döneminde bu konuda birçok çalışma yapılmış ise de bunlar Osmanlı devletinin endüstriyel dünya görüşünden daha çok çöküş baskısından kurtulmakla ilgili Tanzimatla yapılan çalışmalardır.
Osmanlı İmparatorluğunda fikri mülkiyet haklarına ilişkin ilk düzenleme 1844 tarihli Fransız Kanunundan iktibas edilen 1879 tarihli İhtira Beratı Kanunu’dur.Bunu, mehazı 1857 tarihli Fransız Markalar Kanunu olan markalar hakkındaki 1872 tarihli Alamet-i Farika Nizamnamesi takip eder.Hukukumuzda tasarımlara yönelik çalışmalara ise 1925 tarihli Paris sözleşmesinin kabulü ile yer verilmeye başlanmıştır.Ardından 1952 tarihinde ülkemiz Bern Sözleşmesine taraf olmuş ve tasarımlara yönelik çalışmalara hız kazandırmıştır.
Bu çalışmalara rağmen sınai mülkiyet konusu olan tasarımların hukukumuzda özel olarak düzenlenmesi 1995 yılına kadar gerçekleşememiştir.Bu tarihe kadar geçen dönemde özel bir yasal düzenleme mevcut olmadığından,bu konuda çıkan sorunlar Türk Ticaret Kanunu’nun haksız rekabet hükümleri (TK m.56-65) ve FSEK çerçevesinde çözümlenmeye çalışılmaktaydı.Türkiye tarafından Paris sözleşmesine katılım ile birlikte bu sözleşmeden doğan yükümlülükleri yerine getirmek amacıyla 1965 tarihinde bir kanun tasarısı hazırlandı.Bu tasarı ile sınai mülkiyet alanındaki eksikliklerin giderilmesi,küçük sanayi erbaplarının ,tekstil,halı,seramik sanayinin menfaatlerinin korunması ve taraf olduğumuz Paris Sözleşmesinin yükümlülüklerini yerine getirilmesi amaçlandı.
31 Aralık 1995 tarihinde başlayan ve Türkiye ile Avrupa Topluluğu arasında sanayi ürünlerini kapsayan bir Gümrük Birliği kuran Ortaklık Konseyi kararı ile tarafların gümrük ve dış ticarete ilişkin mevzuatlarının uyumlaştırılması ile birlikte çevre,rekabet hukuku,fikri ve sınai haklar konularında düzenlemelere gidilmesi öngörülmüştür.Türkiye bu karar doğrultusunda ,AB ve Gümrük Birliği’ne geçiş sürecini hızlandırmak için Bakanlar Kurulunu sınai mülkiyet konusunda düzenlemeler yapması için yetkilendirmiştir.Verilen bu yetki ile AB normlarına paralel düzenlemeler yapılmıştır.1995 tarihinde yapılan 4 adet KHK(tasarım,patent,marka,coğrafi işaret)ile hukukumuzda fikri mülkiyet alanında reform denilebilecek nitelikte yasal düzenlemeler gerçekleştirilmiştir.Bunlardan biri olan 554 sayılı Endüstriyel Tasarımların Korunması Hakkında KHK ile tasarım korumasına yönelik ilk defa özel düzenlemeler yapılmıştır.Bu düzenlemelerin kaynağı ise 1993 tarihli Topluluk Yönerge ve Tüzük taslaklarıdır.