Recep Akakuş yazdı

İshak Paşa‘nın düzenleterek tescil ettirmiş olduğu 1486 tarihli vakfiyeye göre mütevellilik, İshak Paşa’nın kendisine ve çocuklarına bırakılmıştır.

Hizmet cihetleri ile nezâret ve kontrol görevi ise İshak Paşa âzâdlılarına verilmiştir . Bu sebepten İshak Paşa âzâdlıları, imaret çevresine yerleşmişler, ticaret ve sanat ile meşgul olmuşlardır.

İmaretin üstlendiği misyonla ilgili tüm hizmetlerin, İshak Paşa âzâdlıları tarafından yapılması ön görüldüğü için bunlar, ‘‘ ehl-i vezâif “ diye anılmış ve devletçe halktan alınan ve de ‘‘tekâlîf-i divâ- niye“ ismiyle anılan vergiden muaf tutulmuşlardır.

Tahrîr defterlerinde “İshak Paşa Cemaati’‘ diye de anılan bu âzâdlıların, 16 hâne olduğu ve sayıca -takriben- seksen kişi oldukları görülmektedir .

İshak Paşa,1487 yılında vefat edince, yaptığı vasiyet gereği na’aşı, İnegöl’e getirilerek İshak Paşa Camii hazîresine=özel mezarlığa defnedilmiştir .

Adına türbe yapılması için sağlığında tahsisat ayırmış ve bu hususta vakıf nâzırı kethüdâ Sofu Hacı Sinan Efendi görevlendirilmiş ise de bu husus, siyâsî konjonktür gereği gerçekleştirilememiştir.

Şu kadar var ki İshak Paşa’nın vefatından sonra vârislerinin ortak talepleri ve ikrarları üzerine ; 1487 yılında düzenlenen ve de mahkemece tescili yapılmış olan ‘‘zeyl=ek vakfiye”de Ankara’ da yapılması ön görülen hamam, Kethüdâ Hacı Sinan Efendi tarfından yaptırılmıştır.

Ankara Ulus’ta ve İskender Taşı civarında inşa ettirlen bu hamam, halk arasında “Şengül Hamamı” diye anılmıştır.

İshak Paşa’nın, eşi Tâcünnisâ Sultan Hatun türbedarı için tahsis etmiş olduğu ilave “1/2” akçalık tahsisat da türbedara verilerek türbedarın günlük ücreti, bir akçaya yükseltilmiştir .

Tacünnisa Sultan hatun türbesine ,Tâcünnisâ Sultan Hatun ile kızları Hafsa ve Şehzâde hatunlar da defnedilmiştir.

İshak Paşa mezarı ise türbe dışında yer almış ve 1937 yılına kadar 400 sene burada kalmıştır.

İshak Paşa’nın oğullarından Halil İbrahim Bey, Selânik’e; Pîrî Ahmet Çelebi, İstanbul’a; Şadi Bey, Biga’ya yerleşince İnegöl coğrafyasındaki bütün görev ve hizmetler, İshak Paşa kethüdâsı ve de vakıf nâzırı Sofu Hacı Sinan Efendi’ye kalmıştır.

Yıldırım Beyazıt (1389-1402) tarafından İshak Paşa’nın dedesi Îsâ Bey’e dirlik olarak tahsis edilmiş olan Îsâören Köyü ve Koçi köyü’ndeki bazı araziler, bu kere, Sultan II. Beyazıt(1481-1512) tarafından kethüda Sofu Hacı Sinan Efendi’ ye tahsis olunmuş ve o günden itibaren Kethüda Sofu Hacı Sinan Efendi, Sinan Bey olarak anılmaya başlamıştır .

 Bundan sonraki yıllarda İnegöl coğrafyasında yaşayan İshak Paşa soyuna mensup kişiler, “İbrahimzâdeler’‘ diye anılırken İshak Paşa âzâdlıları da ‘‘Sâdıkzâdeler’‘, ‘Tabakzâdeler’‘ ve “Bîkârzâdeler” gibi… farklı lakaplar ile anılmaya başlamıştır.