Proje sürecini anlatan Nacar, “Bizim bölgemizde yılan ve akrep gibi hayvanlar çok görüldüğü için bu canlılara merakım oluştu ve araştırmaya başladım. Türkiye’de ve dünyada akrep zehrinin kullanım alanlarını, üretim yöntemlerini, beslenmesini inceledim. Projemizi Tarım ve Orman Bakanlığı’na sunduk, onay aldıktan sonra da tesisimizi kurduk. Şu anda Şanlıurfa bölgesine ait yerli akrep türlerini yetiştiriyor ve zehrini sağarak elde ediyoruz.” dedi.
Satış ve doğadan temin yasağının olduğuna dikkat çeken Nacar, “Türkiye’de akrep toplamak ve satmak yasak. Biz bu işi tamamen yasal yollarla, aktif ve izinli şirketlerden danışmanlık alarak hibe yolu ile temin ettik. Şu anda tesisimizde yaklaşık bin akrep bulunuyor” ifadelerini kullandı.
Akreplerin bakımına ilişkin bilgiler veren Nacar, “Sıcaklık düşük olursa üşüyorlar, fazla rutubet olursa strese girip ölebiliyorlar” diyerek sessiz, karanlık ve sabit sıcaklıktaki ortamlarda her bir akrebin ayrı kaplarda beslendiğini aktardı. Nacar, hedeflerini de paylaşarak “Şu anda Çin, Japonya, Kore, ABD ve Rusya gibi ülkelere gönderim yapıyoruz. Akrep sayımızı 15-20 bine çıkarmayı hedefliyoruz. Gelecekteki hedefimiz ise sadece zehir satmakla kalmayıp, akrep zehrinden ağrı kesici krem veya serum gibi ürünler üretmek” dedi.
Tesisin yürütülmesinde ailesinin de rolü bulunuyor. Kardeşi Rabia Özgen, “İlk başta tedirgindim ama sonra alıştım. Onlara yemlerini, sularını verdikçe insan bağ kuruyor. Ayda dört gün bakım ve sağım yapıyoruz, zehirleri -44 derecede muhafaza ediyoruz” sözleriyle çalışmanın rutinini ve koruma koşullarını anlattı.





