Türk edebiyatının en önemli şairlerinden Nazım Hikmet, İnegöl’ü kaleme alsaydı sorunun Chatgpt yapay zekaya sorduk. Nazım Hikmet; şehrin doğasını, emeğini ve insan sıcaklığını mısralarına taşırdı. Onun dizelerinde İnegöl, yalnızca bir kent değil, emeğin ve doğanın birleştiği bir yaşam alanı olarak anlam bulurdu.

Uludağ’ın eteklerinden süzülen berrak sular, Nazım’ın kaleminde özgürlüğün sesi olurdu. İnegöl’ün bereketli ovasında yükselen ayçiçekleri, tütün kokusu ve meyve bahçeleri, onun dizelerinde halkın alın teriyle bütünleşen bir tabloya dönüşürdü. Mobilya atölyelerinden yükselen talaş kokusu, şiirsel bir ritimle emeğin simgesi haline gelirdi.

İnegöl’ün tarihini ve kurtuluş mücadelesini Nazım, özgürlük ateşiyle yoğrulmuş bir destan gibi aktarırdı. Ertuğrul Gazi’nin izlerini, Osmanlı’nın kuruluş ruhunu ve Kurtuluş Savaşı’nda verilen mücadeleyi halkın dilinden anlatır, “bu topraklarda kardeşlik ve direniş yan yana büyüdü” derdi.

İnegöl insanını ise Nazım, yürekleri sıcacık, emeği kutsal işçiler, çiftçiler ve kadınlar olarak betimlerdi. Pazarda satılan İnegöl köftesi, sofraların bereketi ve halkın dayanışmasının sembolü olurdu. Futbol tutkusuyla tribünlerde birleşen sesler, onun kaleminde “umudun marşı”na dönüşürdü.

Saadet Partisi’nden 5 Aralık’ta kadına şiddet çağrısı
Saadet Partisi’nden 5 Aralık’ta kadına şiddet çağrısı
İçeriği Görüntüle

Nazım Hikmet’in İnegöl’ü, hem geçmişiyle hem bugünüyle emek, doğa ve insan sevgisinin şiirsel buluşması olarak kalplerde yer ederdi.

Kaynak: HABER MERKEZİ