Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Milli Görüş hareketinin 56 yıldır terör sorununun çözümü için mücadele verdiğini belirterek, “'Terörsüz bir Türkiye' diye ifade ediliyor. Biz 'Yaşanabilir bir Türkiye' diyoruz. Bundan kastımız; bu topraklarda bir tek evladımızın daha canının yanmamasıdır, adaletin tesis edilmesidir” ifadelerini kullandı.
Arıkan, TBMM’de yürütülen sürecin olumlu olduğunu ancak 10’uncu Yargı Paketi’nin kapsamına dikkat çekerek uyarılarda bulundu: “Kaş yaparken göz çıkarmayın. Eli silah tutanları affederken, eli kalem tutanları, eli pankart tutanları içerde tutarsanız bunun toplumsal vicdanda karşılığı olmaz.”
“Yargı paketi sadece sürecin kapsamıyla sınırlandırılmamalı, KHK mağdurları başta olmak üzere adalet beklentisi olan bütün kesimleri kapsayacak şekilde düzenlenmelidir” diyen Arıkan, geçmişteki acı tecrübelerin tekrar etmemesi gerektiğini vurguladı.
Babacan: “Süreç TBMM’de Yürümeli, Cumhurbaşkanı Sahiplenmeli”
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan ise açıklamasında demokratik zeminin önemine dikkat çekti: “Yeni sürecin meşru, demokratik siyaset zemininde olması gerekir. Bunun birinci adresi TBMM’dir.”
Babacan, çözüm sürecinde sadece Meclis’in değil sivil toplumun ve konunun uzmanlarının da sürece dâhil edilmesi gerektiğini belirtti. “Eğer yapılanların ve yapılacakların doğru olduğuna inanılıyorsa ülkenin Cumhurbaşkanının bu süreci bizzat sahiplenmesi ve toplumu doğrudan bilgilendirmesi gerekir” ifadelerini kullandı.
DEVA lideri, sürecin karmaşık yapısına da dikkat çekerek şu çağrıda bulundu: “Muhalefeti bilgilendirme, Meclis’i bilgilendirme bizzat devletin ilgili kurumları tarafından yapılmalı; çünkü ortada karmakarışık bir bulmaca var.”
Yeni Yol Partisi çatısı altında gerçekleştirilen toplantı, yargı reformu ve toplumsal barışa yönelik mesajlarıyla dikkat çekerken, süreçte şeffaflık, kapsayıcılık ve adalet talepleri öne çıktı.
