İnegöl

Kurşunlu Beldesinin Tarihi, Kurşunlu Adı Nereden Geliyor? (2)

Bir zamanlar belediyesi olan bir belde idi. Şimdi İnegöl'e bağlı bir mahalle. "Tarihi belde Kurşunlu" yazımıza devam ediyoruz. İşte ikinci bölüm...

Abone Ol

Kurşunlu Beldesi'nin Derin Tarihi: Osmanlı'dan Kalan Sırlar

Derin tarihiyle, mimari yapılarıyla ve sosyal dokusuyla Kurşunlu, Anadolu'nun en çarpıcı hikayelerinden birini barındırıyor. Bu zengin tarihi keşfetmeye ne dersiniz?

Anadolu'nun derinliklerinde, Kurşunlu Beldesi'nin zengin ve gizemli tarihini keşfedin. Osmanlı İmparatorluğu'nun erken dönemlerinden kalan bu yerleşim yeri, stratejik önemi ve efsanevi yapılarıyla dikkat çekiyor.

Osmanlı'nın Stratejik Yerleşim Yeri: Kurşunlu

Kurşunlu, Osmanlı İmparatorluğu'nun ilk kuruluş yıllarından itibaren önemli bir yerleşim yeri olmuş. Peki, bu bölge neden bu kadar önemliydi ve tarihi dokusu günümüze nasıl ulaştı?

Anadolu’da bir çok yerleşim yerlerine Kurşunlu adı verilmiştir. Bunun sebebi buralara, mecburi iskân yoluyla nüfusun yerleştirilmiş olmasıdır.

Kurşunlu'nun İsim Hikayesi

Yıldırım Beyazıt'ın bu beldeye cami ve kervansaray yaptırıp çatılarını kurşun ile kaplatması, beldeye isim olmuş. Ancak bu sadece bir teori. Gerçekten de Kurşunlu'nun adı nereden geliyor?

Halk arasındaki yaygın kanaate göre, Yıldırım Beyazıt, burada inşa ettirmiş olduğu cami ve kervansaray çatılarını kurşun ile kaplattırmış olduğu için, yeni oluşturulan bu yerleşim merkezine, Kurşunlu adı verilmiştir.

Güde Yörükleri ve Manavlar

Kurşunlu Köyü, tarihte Güde Yörükleri ve Manavlar olarak bilinen toplulukların yerleşim yeri olmuş. Bu topluluklar bölgenin sosyal ve kültürel yapısını nasıl etkilemiş?

Kurşunlu Beldesi, kuruluşu itibariyle, Osmanlı’nın ilk kuruluş yıllarına kadar gitmektedir. Cemaat-i Korkudlar’dan olup Güde Yörükleri diye de tanımlanmaktadırlar. Yerleşik düzene geçtikleri için kendilerine, ayrıca, manav da denmiştir.

Kurşunlu'da Osmanlı Mimarisi

Yıldırım Beyazıt'ın beldede inşa ettirdiği kervansaray ve cami, bölgenin mimari yapısına büyük katkılar sağlamış. Peki, bu yapılar günümüze nasıl ulaşmış?

Kurşunlu Köyü derbentçi köydür. Bu nedenle, devletçe daima gözaltında bulundurulmuş ve zaman zaman köy, nüfusu, yenilenerek takviye edilmiştir. Nüfus, derbentçi ve piyade adıyla anılan resmî nitelikli kişilerin yanı sıra dı-şardan gelip yerleşen ve raiyet statüsünde toprağı işleyen kişiler de vardır.

Yıldırım Beyazıt, burada bir kervansaray ve bir zaviyeli cami inşa ettikten sonra; bu tesislerde görev yapmak üzere personel atamış ve kendilerine hizmet dirlikleri tahsis eylemiştir. Belgelerde görüldüğü üzere kervansarayı idare etmek için bir şeyhın/müdür’ün atandığını gördüğümüz gibi camiye bir hatip ve bir de müezzin tayini yapılmıştır.

Halen cami civarında Hatip Tarlası diye anılan arazi, yapılan bu tahsislerin hatırasıdır. Anadolu’da Türk birliğini kurma çalışmalarını ilk başlatan Osmanlı padişahı, Yıldırım Beyazıt’dir.

Hatırlanacağı üzere Yıldırım Beyazıt, Germiyan oğlu Süleyman Şah’ın kızı Devlet Hatun ile evlenmiştir. Başta Kütahya olmak üzere; bazı Germiyan beldeleri cehiz olarak Osmanlılara verilmiştir. İşte bu stratejinin uygulanması sırasında Bursa’yı, Kütahya’ya bağlayan Domaniç-İnegöl ve Domaniç-Kurşunlu yollarına ve bu yollar üzerindeki derbentlere/geçitlere çok önem verilmiş ve bu geçitler için özel statü belirlenmiştir.

İnegöl’deki Cuma Camii ve Kurşunlu’daki kervansaray ile Fatımetü’z- Zehra Camii bu devirde inşa edilmiş ve hizmete sokulmuştur. İnegöl fatihi Turgut Alp, Orhan Gâzî ile birlikte Bursa ve civarının fetih hareketleri ile yakından ilgilendiği ve stratejik bir mevki olan ve de Turguteli adıyla anılan Doğanyurdu Köyü ile Baba Sultan Köyü arasındaki yöreye yerleştiği için İnegöl’ün imarıyla hiç ilgilenmemiştir.Halk arasında yokuş olarak anılan İnegöl-Höyüğü’nün üzerinde yer alan kasaba merkezi, o devirde, küçük bir köy hüviyetindedir ve günümüzde Sinan Bey Mahallesi olarak bilinen mahalleden ibarettir.

Cami-i Kebîr veya Cuma Mahallesi denen ikinci mahalle, İnegöl’ün fethinden takriben bir asır sonra Yıldırım Beyazıt tarafından Cuma Camii yapıldıktan sonra teşekkül eylemiştir.Görülüyor ki, İnegöl Kasaba’sındaki imar faaliyeti, Kurşun’lu köyü ile birlikte -eş zamanlı olarak- Yıldırım Beyazıt devrinde başlatılmıştır.

Daha önceki devirlerde İnegöl yöresi ile ilgili olarak devlet adına yürütülen imar faaliyeti, ancak, Baba Sultan Köyü’ne kadar gelebilmiştir. Zira günümüze kadar ayakta kalabilen Baba Sultan Köyü Camii ve Türbesi, Orhan Gâzî tarafından inşâ ettirilmiştir. İnegöl Kasaba’sında Orhan Gâzî ve oğlu Murad Hüdavendigâr’ın her hangi bir îmar faaliyeti olmamıştır.

RECEP AKAKUŞ HOCANIN ESERİNDEN DERLEYİP YAYINA HAZIRLAYAN AYHAN BAYRAKTAR