Tarih: 12 Ocak 2005
O tarihte GençGazete’de çıkan haberlerden biri şu başlığı taşımaktadır:
“3 saatlik sis İnegöl’ü felç etti”
O gün, sabah saatlerinde İnegöl’ü sis etkisi altına alır.
Görüş mesafesi 5 metrenin altına düşer.
Başta trafik olmak üzere tüm İnegöl aşırı sisten olumsuz etkilenir.
Sis sebebiyle trafik kazaları yaşanır.
Öğrenciler okula gidemez.
Hava kirliliği artar.
Hastalıklar artar.
10 yıl geçer…
Bugün, aynı başlığı atabiliriz.
Aynı cümleleri kurabiliriz.
Maalesef sis durumunda değişen bir şey yok.
Bu satırları yazdığım saatlerde İnegöl yine sis esareti altında idi.
Tablo vahim…
Göz gözü görmüyor.
Bacalardan çıkan dumanlar sise karışıyor.
Arabalar güvensiz, tedirgin, ilerlemeye çalışıyor.
Yolunu kaybedenleri ve yaşanan karmaşayı fotoğraflıyor arkadaşlar.
Haber merkezimize acı haberler geliyor. Sisten dolayı zincirleme kazalar yaşanmış. Ölenler var, yaralananlar var. Sis öldürüyor. Sis korkutuyor.
Aynı dakikalarda Büyükşehir’in kameralarından Bursa’ya bakıyorum.
Sis yok. İnegöl’ün yerleşim alanından çıkıyorsunuz, sis yok…
Gün ortasında İnegöl sis pus altında iken, Bursa günlük güneşlik.
Sisten pustan yeterince güneşi görmüyor İnegöl. Bu yüzden çevremize göre daha çok soğuk altındayız. 2 haftadır karlar eriyemiyor, bu yüzden hep…
Alanyurt’a çıkın, Toki’ye çıkın, köylere çıkın, İnegöl’e doğru bakın.
Bir afet gibi, kara bulut şeklinde çökmüş İnegöl’ün üstüne sis.
Muhalif ifadeyle; Hava kirliliği esir almış İnegöl’ü..
Eminim ki; İnegöl’ü Osmanlı kursaydı bu ovaya kurmazdı.
Bir çukur içindeyiz adeta. Etrafımız dağlarla çevrili. Bu mevsimde çoğu kez, rüzgâr almıyor. Hava sirkülâsyonu olmuyor.
İnegöl’ü sıkıştırmışız buraya.
Tutmuşuz bir de yanına Organize Sanayi Bölgesi kurmuşuz. Bir taraftan ekmek veriyor, diğer taraftan havamızı kirletiyor bazı fabrika bacaları…
Yetmemiş, Mobilya sanayimizi de getirmişiz İnegöl’ün doğusuna kurmuşuz.
Kışın burada yakılan mobilya atıkları kirli havayı tetikliyor tartışmasız.
Batıdan, Kuzeyden ve Doğu’dan adeta işgal etmiş fabrikalar, İnegöl’ü…
Bunlar 2. OSB’’nin yeri gibi dağlara, kıraç, verimsiz arazilere yapılmalı idi.
Doğalgaz kullanımı da çare olmuyor vesselam.
İnegöl Toki gibi yerlerde yeni İnegöl’ü kurmak doğru adım gözüküyor. Ancak alışkanlıklarımızdan vazgeçmek istemiyoruz. İlla de çarşının göbeğinde oturacağız.
Bu sisin-kirin anlamı nedir biliyor musunuz canlar?
Farkında değiliz, bir şehir ölüyor, kendi ellerimizle öldürüyoruz.
Ve bu şehirde bizi, korkarım, hasta ederek, öldürerek intikam alıyor…