Bayramlar insani incelikleri ön plana çıkaran, bu inceliklerin canlanmasını, hayata geçirilmesini sağlayan önemli dini ritüellerden oluşmakta.

Bayramlarda insanlar daha nazik daha müşfik daha hayırsever daha hoş görülü davranışlarını ortaya çıkarmakta; kıskançlık, nobran davranışlarının ise bir süreliğine üstünü örterek küllemeye çalışmaktadır.

Bayramlarda dini ritüellerden biri de silahı rahimdir. Uzaklarda olanlar bir şekilde bayramları bahane ederek uzun süre göremediği anne babasını ve doğduğu ama doymadığı topraklarını görmeye gitmekte.

Yaşadığımız, emeğimizin karşılığında doyduğumuz toraklarımıza her zaman minnet duymakla birlikte insan doğduğu toprakları da unutamıyor.

Hele hele anne- babanız yaşıyorsa bayramlarda silahı rahimi ziyaret etmek daha mübarek bir değer kazanıyor.

Bu bayramda silahı rahimi ziyaret etmek, doğduğum ama iş gereği terk ettiğim topraklarımı, akrabalarımı görmek bana da nasip oldu.

Konuşmak için telefon açtığımda soruyordum, havalar nasıl gidiyor diye?

Ülkemizin birçok yerinde mevsimsel yağışlar yağıyordu bundan köyümüzün de nasiplendiğini düşünüyordum ama konuşmalardan yanıldığımı anlıyordum.

Köyde yeterince yağmurun yağmadığını buna bağlı olarak da hayvanat ve nebatat ürünlerinin verimli olmadığı söyleniyordu.

Hatta şu bile söyleniyordu, yağmurun yağması için bulutlar oluşuyor, yer gök kararıyor, aha şimdi yağacak dediğimiz anda bilinmeyen bir güç gelip bulutları köyün üzerinden alıp götürüyor sanki gizli bir çekim kuvveti var, yağmurun yağmasını engelliyor.

Bundan birkaç yıl önce köye gitmiş bir hafta kalmıştım, o zaman sürekli yağmur yağmış adeta yağmurdan bunalmıştık.

Bu sene yağmurun olmamasına şaşırmış, kendimce bir takım nedenler bulmaya çalışmıştım.

Yola çıkmadan önce bir plan yaptık, yorulduğumuzda yeterince mola verecek, gezilmesi gereken yerleri gezdikten sonra köyümüze gidecektik, öyle de yaptık. Yola çıktığımızın 24. Saatinin sonunda hedefimize varabildik.

Takdiri ilahi bu olacak ki köyümüze günlerce yağmayan yağmur, köye yaklaştığımız anda kovadan boşalırcasına yağmaya başladı. Bulutlar sevinç çığlıkları atar gibi bizi karşıladı.

Yağmur o kadar şiddetliydi ki arabadan inip evin içine girmemize izin vermiyordu. Yağmurun şiddetine karşılık bir direnç göstermedik.

Bu işte de bir hayır vardır diyerek direksiyonun başında bulunan oğluma aracın direksiyonunu doğru mezarlığa kırmasını söyledim.

Yağmur altında geçmişlerimizin ruhuna dualarımızı ettik, bu arada yağmurun şiddeti yavaş yavaş geçti ve yağmur dindi.

Duamızdan sonra evin yolunu tuttuk, yaşını başını almış hasretle bekleyen annem bizleri avluda karşıladı.

Ellerini semaya açtı, sizi getiren yollara kurban olayım dedi ve ağzından dualar gökyüzüne doğru akmaya başladı. Annemin dua seremonisi içinde doya doya birbirimize sarıldık yılların biriktirdiği hasretimizi gidermeye çalıştık. (YARIN DEVAM EDECEK)