Yusuf bin Eyyüb'ü, Salahaddin Eyyübi yapan özellikler, Ya da ümmetin hasretini çektiği vasıfları yazmaya devam ediyoruz.:

7- Salahaddin büyük adamdı. Büyüklüğü davasının büyüklüğünden, ufkunun derinliğinden geliyordu. Kudüs onun derin hayaliydi. Haçlıların esareti altındaki bir Kudüs'ü hazmedemiyordu.Onunla uzun zaman beraber olan Bahauddin Şeddad diyor ki:

"Onun gözünde Kudüs, dağların çekebileceği ağırlıkta bir dava idi. O, çocuklarını yitirmiş bir ana gibiydi. Atı üstünde bir oraya bir buraya koşardı. İnsanları cihada teşvik eder, caddelere çıkıp yaşlar boşalan gözleriyle 'Ah İslam ah!' diyerek bağırırdı. Akka işgal edilince yemek yemedi. Doktorlarının anlattığına göre, Akka'nın işgal edildiğini öğrendiği cuma gününden pazar gününe ka-dar ağzına yiyecek koymadı. 'Beytülmakdis, kafirlerin elinde iken nasıl yerim, nasıl uyuyabilirim?' diyordu."

8- Sabırlıydı. Mütevazı idi. Üç günlük hevesle çıkmamıştı yola. Onu gören gözleri heybetle, kalpleri de muhabbetle doldurdu. Müslümanların gözünde mücahid, düşmanlarının gözünde de adil bir sultandı.

Akka'yı üç yıl kuşattı. O kuşatma esnasında oğlunun öldüğünü haber verdiler ilgilenmedi. Kış, soğuk aldırmadı. Çekirge sürüsü gibi gelen haçlılardan yılmadı, onu küfrün birleşik orduları önünde desteksiz, yardımsız bırakan Müslümanlara da küsmedi. Direndi ve kazandı. Kimse yoksa ben varım inancıyla sonuna kadar sabretti.Kudüs'ün savunulması için surlarının tamir edilmesi gerektiğine karar verilince kendisi ve ailesini taş taşımaya adadı. İşçi gibi taş taşıdı. Emredip seyretmedi. Emretti, çalıştı.

9- Vefakardı: Kudüs'ü fethetmek nasib olunca ilk Cuma namazının kılınabilmesi için mescidin temizlenmesini, namaza hazır hale getirilmesini emretti. Mescidin hutbe irad edilecek minberi yoktu. Salahaddin'i yetiştiren hocası, büyüğü Nureddin Zengi, Kudüs'ün fethinden sonra gerekecek diye minber yaptırmıştı. Haleb'deki minberi tekerlekler üzerinde Kudüs'e getirtti. Cumaya yetiştirdi. Onun üzerinde fetihten sonraki ilk hutbeyi irad etti. Gözyaşının sel olduğu bir konuşma yaptı. Allah'a hamdetti. Bu minber yirminci yüz yılda Siyonistler tarafından Mescid-i Aksa yakılıncaya kadar kaldı.

10- Salahaddin sadece elinde kılıçla fetihten fetihe koşan bir komutan değildi. Müslümanların başında yönetici olarak bulunduğu dönem, kültüre ve bilime, imara en büyük yatırımların yapıldığı dönemlerden olmuştur.Bu açıdan bakıldığında mükemmel bir devlet adamıydı. Sorumluluğunu yüklendiği insanların bütün ihtiyaçlarını gidermeyi amaçlıyordu.

11- Salahaddin'den anlaşıldı ki: Bu ümmet çekirdeğini kaybetmez. Hangi zor şartlarda bulunursa bulunsun, başında Rabbani bir lider bulduğunda üzerindeki külleri savurabilir, engelleri aşabilir. Yeter ki lider lider olsun. Rabbani olsun.

12- Allah Teala hangi kuluna yardım ediyor, yardımın şartları nelerdir onu da Salahaddin'den anlama imkanı buluyoruz. Abid, zahid, müttaki, mücahid, sabır taşı olan yardım görüyor.

İbret İçin Bir Not

Salahaddin'den yedi asır sonra Suriye'yi işgal etmiş olan Fransızların komutanı Şam'da Salahaddin'in kabrine gidip; 'İşte yine geldik Salahaddin!" diyerek mezarını tekmelemişti.