Koronavirüs riskinin çocuklar üzerindeki olumsuz psikolojik etkilerini azaltmak için ebeveynlere şu tavsiyelerde bulunuldu:

1-Bilgi edinin: Koronavirüs hakkında doğru kaynaklardan bilgi alın.

2-Dinleyin: Çocuklarınızı dinleyin ve görüşlerine saygı gösterin.

3- İzin verin: Çocuğun salgın hakkında merak ettiklerini istedikleri zaman sormasına izin verin.

4-Normalleştirin: Salgın hakkında aşırı kaygılı ve üzgün görünmemeye dikkat edin.

5- Güven verin: Gerekli önlemleri aldığını ve almaya devam edeceğinizi hatırlatın

6-Rahatlatın: Her zamankinden daha ilgi, yakınlık ve şefkat gösterin.

7- Koruyun: Çocukların uzaktan eğitimine önem verin ve koronavirüsle ilgili sosyal medya, televizyon üzerinden tartışma ya da haber ortamlarına girmelerine izin vermeyin.

8- Birlikte vakit geçirin.

9-Sorumluluk verin: Çocukların gönüllü olarak yardımlarına izin verin.

10-Model olun: Çocuklara bu süreçte ne yapmaları gerektiği konusunda örnek olun.

11-Uzmana başvurun: Önerileri uygulamanıza rağmen, çocuğunuzun aşırı panik, ağlama nöbetleri, uyku ve davranış sorunları gibi tepkileri varsa uzmana danışın.

Bu zor süreçten çocuklarımızla birlikte ailelerin de başarı ile çıkacağına olan inancımın tam olduğunu özellikle belirtmek istiyorum.Öğretmen denetiminden ve okul ortamından uzak kalan öğrencilerimizin normalleşme sürecine hemen adapte olmalarını beklemek biraz hayal olur.Bu nedenle ailelere sabırlı ve anlayışlı olmalarını diliyorum.Bu uyum sürecinde karşımıza ödev yapma isteğinin azalması hatta yok olması sorun olarak çıkacaktır.Öğrenciler ödev yapmaktan,ödev yapmaya zaman ayırmaktan adeta kaçacaklardır.Ödev yapmamak için bahaneler üreteceklerdir.

Bu sorunun çözümünde öğretmenlere büyük görevler düşmektedir.

Öğretmenlerimiz dersleri eğlenceli hale getirmeli ve eve az ödev vermeye özen göstermelidir.Öğrencinin okula severek,isteyerek ve koşarak gelmesini sağlayacak etkinliklere yer vermelidir.Ödev sorunu veli ile öğrenciyi karşı karşıya getirmekte ev içinde olumsuzluklara ve huzursuzluklara neden olmaktadır.

Okula uyum konusunda ailelere de büyük görevler düşmektedir.

Çocuklarla birlikte zaman geçirmek bakanlığımızın sunduğu 11 altın öğüdün en sihirlisi olduğu görüşündeyim..Anne ve babaların çocukları eve geldiğinde mümkünse cep telefonları ile daha az vakit geçirmeleri gerektiğini düşünüyorum.Çocukların kendilerini ifade etmelerine imkan veren etkinlikler yapmak,onlara birlikte ne yapmak istediklerini sormak,birlikte okuma etkinlikleri yapmak,okunan kitaplardaki kahramanlar ile ilgili sorular sormak,müzik eşliğinde birlikte dans etmek,cümle tamamlama gibi oyunlar oynamak,birlikte resim yapmak,şiir yazmak,hikaye tamamlama çalışmaları yapmak-Bu örnekler çoğaltılabilir- onları eğitimin içine çekecektir.Bu süreçte ödev yapma isteği yok denecek kadar azdır.Birlikteliği eğlenceli hale getirerek çocuğumuzla aramızdaki iletişimi güçlendirmeliyiz ki söylediklerimiz dikkate alınsın.Onlarla zıtlaşarak hiçbir amaca ulaşamayız.Çocuklarla inatlaşmak duvarla tenis oynamaya benzer.Siz devam ettikçe top hep size gelir.Onlarla kurulacak düzgün iletişim ödevlerin yapılmasında etkin rol oynayacaktır.Cocukların okula uyumuna katkı sağlayacaktır.

Sözlerimi Karacaoğlan'ın şu dörtlüğü ile noktalamak istiyorum :Yiğit yiğidin yoldaşı/At yiğidin öz kardaşı/Sağlıktır her şeyin başı/Gamlanma gönül gamlanma