"Zina eden kadın ve zina eden erkekten her birine yüz sopa vurun; Allah'a ve ahiret gününe inanıyorsanız, Allah'ın dininde hükümlerini uygularken onlara acıyacağınız tutmasın. Müminlerden bir gurup da onlara uygulanan cezaya şahit olsun." (NUR 2)

TARİHTE ZİNA CEZASI: Mevdudi'nin tefsirinde verdiği bilgiye göre: "Mısır hukukunda zina eden erkek sopayla şiddetle dövülür, kadınınsa burnu kesilirdi. Benzer cezalar Babil, Asur ve İran'da da vardı. Hindularda zina eden kadın parçalanmak üzere köpeklere atılır, erkek ise diri diri yanması için çevresinde ateş yanan kızgın bir demir yatağa konurdu. Yunan ve Roma hukukunda önceleri karısı zina eden erkeğe karısını öldürme hakkı tanınıyordu. Yahudiler zina eden erkek ve kadını taşlayarak öldürüyorlardı. İslam hukuku, zinayı ceza gerektirir bir suç olarak görür. Zinanın evli bir kişi tarafından işlenmesi suçu daha da artırır."[1]

Zina Allah'ın en büyük yasaklarından biridir. Hem dünyada hem ahirette cezası vardır. İnsanın sahibi Allah'tır. İnsanı en iyi tanıyan da O'dur. İnsan hakkında emir ve yasakları belirleyecek olan en üstün varlık da Allah'tır.

ALLAH'IN (C.C.) KANUNU: Allah (c.c.) evreni yaratıp bir düzene bağladığı gibi yarattığı insana da bir takım yasalar koymuştur. Allah (c.c.) yarattığı kulunu yasalarına uymakla zorunlu tutmuştur. Bu amaçla elçiler ve kitaplar göndermiştir.

Son elçi Hz.Muhammed'e (s.a.v) indirilen Kitap K.Kerim bir hayat kitabıdır. Yasama, yürütme, yargı, hukuk ve adalet adına insana lazım olan herşey Kuran'da mevcuttur. K.Kerim her müslümanın anaysasasıdır. Müslümanın anayasasında; zina haramdır, suçtur ve cezası vardır.

Bu ayet-i kerimede bildirildiğine göre, zina ile ilgili yasalardan biri şöyledir: "Nikahlı olmadığı halde birlikte olup zina eden kadın ile erkekten her birine, bu çirkin suçun cezası olarak yüzer sopa vurulmalıdır. Bu ayetle konulan ceza bekarlar içindir.

Bu cezanın uygulanışıyla ilgili esaslar, İslam Ansiklopedisi'nde şöyle ifade edilmiştir: "Cezanın infazı sırasında sopanın çok acıtan veya yaralayan türden olmaması, vurmanın ne çok sert ne de çok yavaş olması, kanamaya veya bir organın zarar görmesine yol açmaması gerekmektedir. İnfaz tehlikeli görülen çok sıcak veya çok soğuk zamanlarda yapılmaz. Çoğunluğa göre hasta, lohusa ve hamilelerin infazı ertelenir. Hastanın iyileşme ümidi bulunmuyorsa ağırlıklı görüşe göre yüz adet küçük dal ile hafifçe vurularak sembolik bir infaz yapılır. Hz. Peygamber zamanında böyle bir uygulama yapılmıştır.[2] Çoğunluğa göre erkek mahkum ayakta, kadın ise otururken infaz yapılır. Yüz ve cinsel organlar gibi hassas bölgelere vurulmadığı gibi bir yere devamlı olarak vurulmaz; Malikiler'e göre ise yalnız sırta vurulur."[3]

Kur'an, evlilik sonrası zina cezasından açıkca söz etmez, bunu belirleyen Resulullah Efendimiz'in (s.a.v) sünneti olmuştur.

Bu nokta Diyanet'in Kur'an Yolu isimli tefsirinde şöyle açıklanmaktadır: "Nisa suresinde "Yüz sopa genel cezadır, recm, sürgün vb. cezalar ise kanunlaştırılması ve uygulanması yönetimlere bırakılmış, ta'zir diye bilinen ve değişmeye açık bulunan cezalardır."[4] Eğer bu cezaları uygulayacak Hukuk sistemi yoksa zina edenler kınanır, dışlanır, tevbe etmeleri, mümkünse zina ettiği kişiyle evlenmesi tavsiye edilir. (YARIN DEVAM EDECEK İNŞALLAH!)


[1] Ebu'l-A'la el-Mevdudi, Tefhimü'l-Kur'an, Kur'an'ın Anlamı ve Tefsiri

[2] Ebu Davud, "?udud", 39

[3] TDV, İslam Ansiklopedisi, Zina

[4] TDV, Kur'an Yolu