İntihar edeceğini söylesen hiç gelmezdim.

Gelmeseydin o zaman.

- Sayende geldik artık. Nedir yani anlamadım ki?

Neyi anlamadın, niye intihar ettiğimi mi?

- Ne alakası var? O minibüs şoförüne bağırmak zorunda mıydın yani?

Paranın üstünü vermedi.

- Paranın üstünü tam verecekken durakta bekleyenleri gördü. Biraz gecikti. Ama yok, illa her istediğin zamanında olacak. Yoksa bas kalayı. Herkesi ben mi sandın?

Biz minibüse duraktan binmedik ki yol üstünden bindik. Yürüyemem ben oraya kadar dedin ya.

- Anlamadım.

Konu bu zaten. Anlamıyorsun beni. Anlatıyorum, anlatıyorum, anlamıyorsun. Her seferinde hep ben miyim yanlışa düşen?

- Düştüğünü görmedim ben senin. Hep dimdiksin maşallah. Elinde olsa bizi gömersin.

Niye gömeyim seni be kadın. Birazdan intihar ettiğimde sen gömeceksin beni.

- Kadınlar cenaze mi gömermiş? Üstüme iyilik sağlık. Senin şirazen de kaydı. Çocuklar gelir halleder.

Çocuklar gelemez. En az iki gün sürer gelmeleri. Hem şimdi Korona yüzünden karantina filan, o iş yaş.

Komşulardan birini çağırır halledersiniz.

- En son camına saksı attığını mı yoksa kafasından aşağı su döktüğünü mü çağırayım?

Saksıyı bilerek atmadım, kaç defa söyledim sana. Ayrıca su dökmek de kötü bir şey değil. En azından mesele kavgasız çözüldü. Adam balkonda bir daha ateş yakmaya kalkmadı.

- Sen yakınca iyi, elin adamı yakınca mı kötü? Çok bencilsin.

Pazardan aldığın patlıcanlar bozulmasın diye közleyeyim dedim. Yoksa bana ne.

- Sen patlıcan yiyeceğiz diye tutturmasaydın almayacaktım. Zaten evde de varmış, aklımı karıştırdın.

Her aklın karıştığında unutmak zorunda mısın?

- Karışmaması için unutmayı tercih ediyorum.

En son elektrik bağlatırken de yaptığın tercihi unutmamalı. Sayende iki ay sanayi elektriği yaktık. Allah'tan fark ettim de paramızı iade ettiler.

- Adamın sorduğu soruya "Biz fabrikatör müyüz kardeşim, bu ne biçim fatura?" diye çıkışmasaydın aklım karışmazdı.

İsyan ettim, sonuçta haklıydım.

- Ne zaman?

Ne, ne zaman?

- Ne zaman haklıydın yani diyorum.

Hatırlamıyorum.

- Hep aynı, hep aynı. Yine unuttun değil mi?

Ne işimiz var bizim burada?

- Manzarası güzeldi diye geldik galiba.

Yok canım. Yemişim böyle manzarayı bizim ev daha güzel. Kalk eve gidelim.

- Madem gidiyoruz neden geldik öyleyse?

Çay veren de yok baksana. Unuttun sen. Hadi kalk gidelim.

- Kalktım...