Ticaret Odası seçimleri bitti. Kazanan her zamanki gibi yine Metin Anıl oldu. Kendisini tebrik ediyorum.

Umarım sonuçlar İnegöl için hayırlı olur.

Bu seçimin kaybedenleri çok. Ama asıl kaybeden İnegöl mobilyacısı oldu.

Tartışmasız, İnegöl?ün en önemli markası; mobilya? İnegöl?ün en önemli ekonomik değeri mobilya? Ticaret Odasında en çok üyeye sahip meslek dalı mobilya?

Ve maalesef oluşan yeni yönetimde mobilya temsil edilmiyor.

Bu tablonun birçok nedeni var.

Başta temsildeki adaletsizlik.

Üyelerin yaklaşık 40?ını mobilyacıların oluşturduğu İTSO meclisinde 9 mobilyacı üye var. 3 ay öncesine kadar bu sayı 6 idi. Uzun uğraşlar sonucu NACE kriterleri çerçevesinde bu sayı 9? a yükseldi.

Burada başkan adaylarından Kenan Kender?e de bir parantez açmak istiyorum.

Kendisi 4 yıldır İTSO Meclis başkanı. Ticaret odasının iki önemli koltuğundan biri O?nundu.

Bu seçimde de mobilya grubundan aday oldu. Kendisi mobilyacılık konusunda samimi olsa meclis başkanı olarak seçimden çok önce mobilyacıların sayısını, olması gereken sayıya çekmek için mücadele verirdi.

NACE kriterlerine göre ve temsilde adalet sağlanması için mobilyacıların 6-7 grupla ve yaklaşık 20 meclis üyesiyle temsil edilmesi gerekiyor.

Mobilyacıların bu taleplerine meclis başkanı olarak destek vermiş olsaydı, şimdi mobilyacıların oyları ile başkanlık koltuğuna oturmuş olurdu.

Seçim öncesinde Metin Anıl ile birlikte hareket etmek ve sonrasında da Anıl?ın gölgesinde imajını silememek bumerang gibi döndü yine kendisini vurdu.

Asıl mesele; Kender?in tercihleri değil, İnegöl Mobilyası? Mevcut tablo, İnegöl mobilyası açısından ciddi bir sorundur.

Metin Anıl?ın bu sorunu bir şekilde çözmesi gerekiyor.

Seçim bitti. Artık İnegöl için neler yapılabilir ona bakmamız lazım.

Hep birlikte?

POLİTİKANIN AYAK OYUNLARI

Bir başka husus?

Bir seçim atlattık. Yakında da yerel seçimler var.

Seçimlerle söz sahibi olduğumuz ya da olmayı hedeflediğimiz bu kurumlar halka hizmet etme makamlarıdır.

Ve insanların sözde; ?halka hizmet etmek için? çevirdikleri dolapları, yalanları, riyakarlıkları, yalakalıkları, omurgasızlıkları, ayak oyunlarını gördükçe ?.

Olmaz olsun sizin hizmetiniz, diyesi geliyor insanın.

Maalesef politikanın bu kural ve vicdan tanımaz oyunları, partilerde de var, odalarda da var, derneklerde de var?

Yerel seçimlere doğru bu ayak oyunları daha da artacak?

Maalesef koltuk tatlı. Oturan için de öyle, göz koyan için de öyle?

Yazımızın sonunda kıssadan bir hissemiz olsun?

Hz. Ömer?e ölüm döşeğindeyken kendisinden sonra oğlunu halife yapmayı teklif ettiklerinde; ?Bir aileden bir kurban yeter? demiş.

Ancak biz bu ateşten gömleği, giymek için can atıyor, adeta birbirimizi yiyoruz.

Bu makamlar ateşten gömlektir dostlar? Bu makamların vebali büyüktür?

Kurban olan, yürekli insanların işidir aslında yöneticilik...

Tabi ki birileri bu makamlara gelecek. Birileri doğal olarak gelmek isteyecek.

Hakkını vererek, bu makamları dolduracak ehil insanların, bu makamlardan kaçmasını da doğru bulmuyorum.

Ancak yukarıda belirttiğim gibi; bu makamlar için bir sürü fırıldak çevirmek, koltuk için gayri ahlaki girişimlerde bulunmak, işte tasvip etmediğim ve kınadığım nokta bu?

Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu ne demişti: ?İki saniye sonrasına garantimiz olmayan bir hayatımız için fırıldak olmaya gerek yok