EFENDİMİZDEN RAMAZAN MÜJDELERİ

Ramazan Ayının son haftası? Kalan günleri iyi değerlendirelim. Peygamber Efendimizin Oruç ve Ramazan ile ilgili nasihatlerine iyi kulak verelim. İşte o nasihatlerin bir kısmı. Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa buyurdular ki:

1- Sevap olduğuna inanarak ve karşılığını Allahtan bekleyerek Ramazan orucunu tutan kimsenin geçmiş günahları bağışlanır.

2- Cennetin sekiz kapısı vardır Bu sekiz kapıdan birinin adı Reyyân?dır O kapıdan sadece oruç tutanlar girecektir.

3- Ramazan ayının daha ilk gecesinde Cennetin bütün kapıları ardına kadar açılır; Cehennemin kapıları birer birer kapanır; azgın şeytanlar bağlanıp tesirsiz hale getirilir

4- Oruç tutan kimse, büyük günahlardan sakınırsa, iki Ramazan arasında yaptığı günahları affedilir.

5- Oruçlunun ağzından kesinlikle kötü söz çıkmamalı, kimseyle kavga etmemeli, yalan söylemekten, boş ve mânâsız konuşmaktan kaçınmalıdır.Eğer biri ona hakaret etmeye kalkarsa, Ben oruçluyum deyip geçmelidir.

Hem oruç tutup, hem yalan söyleyenin, yalan dolanla iş yapanın, yemeyi içmeyi bırakmasına Allah Teâlâ hiç değer vermeyecektir.Orucu oruç gibi tutmayanların eline, aç susuz kalmaktan başka bir şey geçmeyecektir.



OSMANLIDA RAMAZAN SOKAĞI

Peygamber Efendimiz zamanında özel bir Ramazan Sokağı yoktu. Çünkü Efendimizin yaşadığı şehirde, Ramazan ayı geldiğinde tüm sokaklar Ramazan sokağı olurdu. Tüm sokak ve evlerde ramazan coşkusu , heyecan ve sevinci yaşanırdı. En özel mekanlar cami ve mescitler olur. Ramazan ayının tüm renkleri cami etrafında yaşanırdı.

Günümüzdeki anlamı ile Ramazan Sokağı kavramı daha çok Osmanlıdan itibaren anlam bulmuştur. Yani bugünkü Ramazan Sokakları bir Osmanlı mirasıdır. Bu günkü Ramazan sokaklarının , birebir Osmanlı ile aynı olduğunu söylemek yanlış olur tabi..

İstanbul?da Ramazan kültürü daha çok tarihi ve büyük câmîlerin avlularında sergilenirdi. Şehzadebaşındaki Direklerarasında, ikindi ile akşam arasında, çoğu yaya bazıları arabalı, genç kadın ve erkekler bir aşağı bir yukarı gezinti yaparlardı. İşte burası İlk Ramazan Sokağı örneğidir.

Bu mekanlar zamanla ibadet mekanları haricinde seyir ve eğlence mekanlarına dönüşmüştür. Meddah,orta oyun, karagöz Hacivat gösterileri buralarda yaşatılmıştır. Ramazanın ruhuna aykırı olduğu düşüncesi ile Osmanlı zamanında da bu mekanlar tenkit ve eleştiri konusu olmuştur.

İNEGÖL?DE MAHYA VAR MI?

İnegöl camilerinde mahya var mı bilmiyorum. Hiç fark etmedim. Nedir mahya biliyor musunuz? Yeni nesil hiç görmemiş olabilir.

Cami mahyaları, Osmanlıya özellikle de İstanbula özgü bir Ramazan geleneğidir.

Mahya: iki minare arasına asılan ışıklı yazılardır. Bu yazılar; Hoş geldin Ramazan, Lailahe illallah, Şefaat Ya Resulullah gibi dini ve ramazan ayı ile ilgili olurdu.

Savaş ve mütareke yıllarında ise topluma moral veren, vatan, cihad ve zafere dair ibareler yazılıyordu.

Savaş koşulları göz önünde bulundurularak Yetimleri Unutma Muhacirleri Unutma gibi yazılar da yazılıyordu. İhtiyaç sahipleri için yardımda bulunma çağrısı yapılıyordu.

Mahyalar sadece birer görsel şölen değillerdi, toplumsal mesaj verme ve uyarıcı nitelikleri de vardı.

ORUCU KİMLER TUTAMAYABİLİR?



Aklı başında, ergenlik çağına girmiş her Müslüman?a oruç farzdır. Orucu Mutlaka tutması gerekir. Ancak Bakara: 183-184. ayetlerde Rabbimiz üç mazeretten söz etmektedir: 1-Hastalık 2-yolculuk 3- Oruca zor dayanır olmak.


a) Oruç tutulduğu için sağlam bir kimse hastalanıyorsa, oruç tuttuğu için ek acı, ağrı çekiyorsa, oruç tutulduğu takdirde hastanın rahatsızlığı artıyorsa, tedavisi gecikiyorsa, bu durumdaki kişiler oruç tutmazlar.

b) Yolcu olan, seyahat eden kişiler de oruç tutmayabilir. Bu kişiye seferi denir. Seferi olmanın şartı en az 90 kilometre yol gitmek olarak tespit edilmiştir.

Hasta iyileşince, yolcu da vatanına ve oturduğu yere dönünce tutamadıkları günlerin oruçlarını uygun zamanda kazâ ederler.


c) Orucu tutmakta zorlananlar da dinimizde oruç tutamayabilir. Yaşlılık yüzünden zayıf düşmüş kimselerle emzikli ve hâmile kadınlar orucu tutmakta zorlananlara örnek verilebilir.

Yaşlılar tutamadıkları gün sayısınca yoksullara fidye verirler. Fidye bir yoksulun bir günlük yiyeceğidir. Bugünkü hesapla bu da günlük en az 10 TL yapıyor.

Bütün bu mazeretlere rağmen Yüce Allah şöyle buyurur: Tutmanız sizin için daha hayırlıdır

BİR AYET-İ KERİME

Güneşe ve onun aydınlığına andolsun, Onu izlediğinde Aya andolsun, Onu ortaya çıkardığında gündüze andolsun, Onu bürüdüğünde geceye andolsun, Göğe ve onu bina edene andolsun, ki, nefsini arındıran kurtuluşa ermiştir. (Şems suresi 1-7)

BİR HADİS-İ ŞERİF

Ravi: İbnu Abbas

Hadis: Resulullah (sav), ramazan dışında hiçbir ayı tam olarak oruçlu geçirmedi.

Kaynak: Buhari, Savm 53; Müslim, Savm 178 (1157); Nesai, Savm 70, (4, 199)

GÜNÜN SÖZÜ

Oğulcuğum, dünya, derin bir deryadır. Çok kimseler burada boğulmuştur. (Lokman?ı Hekim)

BİLİYOR MUSUNUZ?

Hasta olmak, yolcu olmak, gebelik ve emziklilik, dermansızlık, düşkünlük ve ihtiyarlık oruç tutmamayı ve bozmayı gerektiren hallerdendir.

TARİHTE BUGÜN

Padişah Sultan Reşat Meclisi Mebusanı feshetti (1912)

Fransızların Cezayir?de 45 bin Müslümanı şehit etmesi (1915)

Gazi Mustafa Kemal, Türk Orduları Başkomutanlığına seçildi. (1921)