İnegölspor dün belki de sezonun en kötü ilk yarısını oynadı. Ayağında top tutamayan, pas alışverişi yapamayan, doğal olarak rakibe baskısını hissettiremeyen, rakibe cesaret veren bir oyun anlayışı vardı İnegölspor?un. İki takımı da bilmeyen, konumlarından haberdar olmayan birine bu maçın ilk yarısını izletin ve beyazlı takım lider deyin inanın katıla katıla güler. O derece kötüydük.

Fakat ikinci yarıda da ?işte benim lider takımım? dedirten bir oyun vardı. Özellikle Caner ve Özgür değişikliği, takıma ayrı bir hava kattı. Orta alandaki oyuncuların da kendine gelmesi ile bu sezon haftalardır izlemekten keyif aldığımız o takım geri geldi. İlk yarıdaki inançsız, sahada dolaşan takımdan, ikinci yarı galibiyete sonuna kadar inanmış bir takım çıktı ortaya. Topa hakim olan, ikinci yarının hemen başında bulduğu golle rakibin direncini erken kıran, hem kanattan hem de göbekten zorlayan, önde oynayınca savunma anlamında da rahatlayan, maçı rakip alana yığmış bir İnegölspor izledik. Ve gitti denilen maçı ikinci yarının sadece 15 dakikasında doğru oynayarak geri çevirdik. Bu tür maçların özellikle de alt sıralardaki takımlara karşı maçların ne derece zorlu olacağını bir kere daha gördük.

Birkaç maçtır düşüşe geçen oyuncular var. Onları yazıp canlarını sıkmak kolay iş. Ben o yolu hala denemeyeceğim. Bizi buraya kadar getirip en yakın rakibine 7 puan fark atarken bizi taşıyanlar o oyunculardı. Bugün formsuz olmaları, kötü oynamaları ile hepsini bir kalemde silmeye gerek yok. Benim tarzımda değildir. Ligin bitimine 8 hafta kala artık tek düşüncemiz galibiyet. Onun içinde bu oyunculara ve teknik heyete destek vermeye devam edeceğiz.