Emperyalist Batının en sinsi taktiğidir, masum kavramlarla niyetlerini gizlemek. Bu kavramlardan birisi hukuk, bir diğeri insan haklarıdır. Bu kavramları kullanarak kendilerine çalışan ajanlarını ve işbirlikçilerini korurlar. Pek çok ülkede başvurdukları sinsi taktiktir bu.

Bizde de defalarca bu sinsi taktiği uygulamışlardır ve yine bu günlerde uygulamaya çalışıyorlar. Malumunuz Kavala denen bir işadamı(!) var, geçen hafta hakkında müebbet hapis vezası verdi mahkeme.

Kendi ülkelerindeki PKK'lı ve Fetö teröristlerini koruyan, bize vermemek için ise, "biz hukuk devletiyiz" diyen ikiyüzlü emperyalist devletler, bizim ülkemizde mahkemelerin verdiği kararları görmezden gelerek, bizdeki hukuk devletini yok saymaktadır.

Bizim ülkemiz sahipsiz midir, bizim ülkemiz bağımsız değil midir ki, ülkeye karşı her fitneyi yapanlar ellerini kollarını sallayarak dışarda gezecekler?

Bizim şehitlerimizin ve çocuklarının hukuku yok mudur ki, onlara silah çekenlere hesap sorulmayacaktır?

Kavala denen kişi, delillerle ve mahkeme kararıyla tescillenmiştir ki; emperyalist güçler adına bu ülkede ajanlık yapmıştır, Gezi isyanında ve 15 Temmuz darbe-işgal girişiminde olayları planlayan büyükbaşlardan birisidir. Gezi isyanında ağaç bahanesiyle elliden fazla şehrimiz yakılıp yıkılmış, demokratik yollarla seçilen hükümete darbe yapılmak istenmiştir. İsyanın, yakıp yıkmanın, milli egemenliği yok etmek istemenin neresi demokrasi, neresi özgürlüktür ki, utanmadan birileri hala Gezi isyanını masumlaştırmaya çalışmaktadır. Bizi saf mı sanıyorlar, yoksa bu gezi zekalıların kendisi mi saftır? Vatan diye, bağımsızlık diye, milli egemenlik diye dertleri olmayanlar mı bu ülkenin kaderini belirleyecek? Emperyalist sevdalısı, işbirlikçi ve mandacı bu zihniyetten ülkeye ne hayır gelecek. Kavala için dertlenen bu insanlar, şehitlerimiz için neden dertlenmemektedirler?

Ne kadar ülke düşmanı varsa sahip çıkmak hangi akıla hizmettir? PKK destekçileri tutuklanır itiraz ederler, Fetöcülere ihanetlerinin hesabı sorulur rahatsız olurlar, terör örgütlerine operasyon yapılır karşı çıkarlar. Ne yani, tüm hainler dışarda olsun da, normal vatandaşlar veya şehit yakınları veya kolunu, bacağını terörle mücadelede kaybeden gazilerimiz mi hapse girsinler?

Batılılar otur diyince oturacak, kalk diyince kalkacaktıysak, onlar ne derse yapacaktıysak ne diye Kurtuluş Savaşı'nı yaptık ki? Girseydik bir batılı devletin mandasına, gelip onlar yönetseydi bizi. Akıl alır gibi değil bu zihniyetin yaklaşımları, akıl alır gibi değil bu derece batıkafalılaşmaları.

Ayrıca bu zihniyetin peşine takılan normal, hain olmayan insanlarımızın da, bu emperyalist zihniyetli insanlara bu derece tepkisiz kalması, sıvıyağ fiyatlarını dert ettikleri kadar terörü, ihaneti, hainlikeri, ülkenin geleceğini dert edinmemeleri de çok garip.

Batılıların sinsi planlarına alet olmak, algı operasyonlarına kanmak bu kadar kolay olmamalı. Cicili bicili kavramların arkasına gizlenen Türkiye düşmanlığını görmek, helede bu kadar iletişim imkanı varken, o kadarda zor olmasa gerek.

Yoksa ideolojilerimiz, partilerimiz devletimizden daha mı önemli hale geldi? Devlet olmazsa ne ideoloji kalır ne parti kalır, ne hak kalır ne hukuk kalır, ne can kalır ne canan kalır gerçeğini görmek için Irak gibi, Suriye veya Ukrayna gibi işgaller mi görmemiz gerekiyor? Yada Yemen gibi iç savaşta on binlerce canımızı kurban mı vermemiz gerekiyor?

Tüm bunları bir vatandaş olarak merak ederken, şunu da biliyorum ki bu emperyalist zihniyetyettekiler bu toplum içinde sayıca çok azlar. Bu milletin büyük kısmı vatanın da devletin de kıymetini biliyor. Fakat bu kadar az sayıdaki batıkafalı insan, utanmadan ve açıktan ihaneti savunuyorken, bu vatanın evlatları olarak onlara karşı sesimiz daha çok çıkmalı değil midir? Kamuoyu okarak, kırmadan dökmeden, ülke içinde kaos çıkarma derdinde olanların ekmeğine yağ sürmeden fikirlerimizi ve tepkilerimizi göstermeliyiz diye düşünüyorum. Meydanı boş bulanlara bu ülkenin sahipsiz olmadığını her fırsatta göstermeliyiz.Bunu yaparken "hangi kökenden, hangi dinden veya mezhepten, hangi ideolijen veya partiden olduğumuzun önemi yok, ortak derdimiz ve kırmızı çizgimiz vatandır" diyebilmeliyiz.

Bin yıllık Türk düşmanlarına, Anadolu'da gözü olanlara, emperyalist güçlere, onların taşeronu olan terör örgütlerine vede yerli işbirlikçilerine bu ülkenin sahipsiz olmadığını, bir ve beraber olduğumuzu hep hatırlatmalıyız. Kurtuluş Savaşımızda veya 2.Kurtuluş Savaşımız olan 15 Temmuz'daki duruşumuzu unutanlara her ortamda bu hassasiyetimizi hatırlatmalıyız. Çünkü kolay unutuyorlar. Çünkü bize de unutturmak istiyorlar.

Emperyalist oyunlarda figüran olmak, emperyalist algı operasyonlarında kukla olmak bu büyük millete yakışmaz. Devlete ihanetun cezası hapiste çürümek hatta idamdır. 85 milyon insanın kaderiyle, devletimizin temelleriyle oynayanlar, oynadıkları oyunların bedelini ödemelidirler, bu bağımsızlığımızı korumamız için hayati önemdedir.

Ey emperyalistler; Boş laflar, cicili bicili kavramlar uğrunda feda edecek devletimiz yok bizim.Bin senedir bunu anlamadınızsa, hadi ordan,başka kapıya.... MEHMET ARİF SELİM