İnegöl'e geldiğimde özel eğitim anlamında bir eğitimden bahsetmek mümkün değildi. Yalnız bir okulumuzun bir sınıfında o zaman ki adıyla özel alt sınıf uygulaması vardı. Bu okulumuzda ki sınıf ta kömür deposundan dönüştürülerek merdiven altı tabir edilen bir yerdeydi. Özel eğitim ve rehberlik kökenli olmam nedeniyle bu okulumuzda yapılan uygulamanın yetersiz ve uygun olmadığını o zaman ki milli eğitim müdürüne ilettim ve derhal bu sınıfın yerinin değiştirilmesi teklifinde bulundum.

Özel eğitim ve rehberlik hizmetlerinden sorumlu olduğum dönemde ilçemize bağımsız rehberlik araştırma merkezi ve üç adet özel eğitim okulunu kazandırmamızın yanında 22 okulun 22 sınıfında engel türlerinin hepsine hizmet edecek düzeyde özel eğitim sınıflarını ve 23 yaş üstü bireylerin yararlanacağı bir de kurs merkezini hizmete aldık. Bu süreç içinde hiç bir engelli birey eğitim hayatının dışında kalmadı.

İlçemizin özel eğitim ve rehberlik bölümünden sorumlu olarak çalıştığım süreç içinde sadece özel eğitim ve rehberlik bölümünden sorumlu olmadım aynı zamanda taşımalı eğitimden, bilgi işlemden, insan kaynaklarından, hayat boyu öğrenmeden, özel öğretimden, kantinlerden, yatırım hizmetlerinden, hayat boyu öğrenmeden, insan kaynakları bölümünden sorumlu oldum. Görev yaptığım süreç boyunca yatırım hizmetleri bakımından İnegöl eğitimine çok güzel eserler kazandırmak için emeğimi harcadığımı ifade etmek istiyorum. Bu eserlerin İnegöl eğitimin kazandırılmasında hayırseverlerin çok büyük katkılarının olduğunu belirtmeye zaten gerek yok çünkü İnegöl bir zamanlar hayırseverler başkenti olarak anılıyordu. Bu kavramın isim babası dönemin Milli Eğitim Müdürü Mehmet BAŞTÜRK olmuştu.

Bizim zamanımızda hayırseverlerin okul yapımı için motive edilmesini bazı aklı kıt insanlar küçümser tavırla dile getirilerdi. Özel sohbetlerimizde şu densizliği dile getiren iki sözü bir araya getirmekten acizler ifade ederlerdi. 'Ne o yani okul mu yaptırıyorsunuz, hayırseverler okul yapıyor, siz övünmeye çalışıyorsunuz?' Bu aklı kıtlar zannediyor ki hayırseverler cebine tomarlarını koyup okul yapmak için milli eğitimin kapısında sabahlıyorlar. Bu aklı kıt insanlar, hayırsever insanların içinde ki iyilik hareketini harekete geçirmek için iyi bir iletişim kurmak gerektiğini unutuyorlar ve görmezlikten geliyorlar. Bizim dönemimizde bu iletişimi çok iyi yaptığımızı düşünüyorum.

İlçemiz her yıl öngörülmeyecek düzeyde dışarıdan göç alıyor, bu göçün hızına kamu yatırımlarının sayısı okul yapmaya yetişemiyor. İnegöl'de okulların rantabl kullanılması için yeniden yapılandırılması gerektiğini düşünüyorum. Bu yeniden yapılandırma olmazsa okul arsası üretmekte yetersiz olan İnegöl'ün sınıf mevcutları 40'ları geçeceği gibi Milli Eğitim Bakanlığının stratejik planında bütün okulların tam gün eğitime geçmesi de hayal olacak ve şu anda tam gün eğitime geçmiş okullar da yakın zamanda ikili öğretime geçmek zorunda kalabilecektir. Okulların dönüşümlerinin yeniden yapılması radikal kararlarla bürokrasinin ve siyasetin ortak kararıyla olması gerekir. Ortak akıl olmadığı zaman çok acımasız ve yersiz eleştiriler yapılarak çalışmak isteyen insanların motivasyonunu olumsuz etkilemektedir.

Okulların yeniden yapılandırılması aşamasında İnegöl'ün merkezi ayrı, Alanyurt Mahallesi ayrı, Yenice Mahallesi ayrı, Akhisar Mahallesi ayrı değerlendirilmeli. İnegöl merkezde İstaş Kentaş İlkokula, Gaziosmanpaşa ortaokul ve imam hatip ortaokuluna, Müşerref Muzaffer Samda ilkokula, Dumlupınar imam hatip ortaokuluna, Nuri Pakdil ortaokula, Altıeylül imam hatip ortaokuluna, Mahmudiye İmam Hatip Ortaokulu Mahmudiye ortaokuluna, Ticaret Sanayii Odası ortaokula dönüştürülmeli.

Alanyurt mahallesinde ise Kocatepe Okulu, imama hatip ve ortaokula; mahalle içlerinde bulunan okullar ise ilkokula dönüştürülmeli. Bu dönüşüm yapılabilirse belli okullarda yığılmaların olmayacağını söylemek için müneccim olmaya gerek yok, dönüşümün olmaması halinde önümüzdeki dönemlerde ikili öğretim yapan okulların çıkmazıyla karşı karşıya kalacağımız aşikar.