"Tek bir işaretle kıyamet başlatıldığı zaman, Yeryüzü ve dağlar kaldırılıp, tek bir darbeyle çarpılıp darmadağın edildiği zaman, İşte o gün olacak olur, kıyamet kopar. Gök yarılıp, o gün çökmeye yüz tutar. Melekler de göğün çevresinde yer alır. O gün, Rabbinin arşını, sekiz melek başlarının üstünde taşır." (HAKKA 13-17)

Allah'ın tek bir işareti ile kıyamet başlar. Yeryüzü darmadağın olur. Gök yarılıp çöker. Bütün melekler toplanırlar.O gün, Arşı 8 melek taşır. İşte O gün kıyamet günüdür.

"Arş nedir? Arşı melekler nasıl taşır? Bu 8 melek nasıl bir melektir? Nerden getirip, nereye götürüler?" Bunlar aklın almayacağı işlerdir. K.Kerim'de bu tür açıklanmayan ayet-i kerimelere müteşabih ayet denir.

Arş kavramı Sözlükte; "yükseklik, yüksek yer ve yüksek şey" diye tanımlanmış.Mecazi olarak da Arş; "hükümranlık, şan, şeref ve taht" anlamlarına geliyor.

Arş kavramı Zümer 75.Ayet-i Kerime'de mealen şöyle geçer: "Meleklerin, Arşın etrafında dönüp dolaştıklarını görürsün"

Arş hakkında Rasulullah Efendimiz (s.a.v) şöyle buyurmuş: "Size Arş'ı taşıyan meleklerden bahsetmem konusunda bana izin verildi. Onlardan her birinin kulak memesi ile boynunun arasındaki mesafe kuş uçuşuyla 700 yıldır."

"Onlar, yani Arş'ı taşıyanlar bugün dörttür. Kıyamet günü geldiğinde yüce Allah onları diğer bir dört ile destekleyecek, sekiz olacaklar."

"Bunlar sekiz melek olup, ayakları yedinci kat yerin dibindedirler. Arş ise bunlann başı üstündedir ve onlar, gözlerini yummuş olarak, Allah'ı teşbih ederler."

Abdullah b. Abbas, burada zikredilen sekiz meleğin, sekiz saf melek olduğunu söyler. Melekelrin gerçek sayısını Allah bilir.

Bunu akıl ve hayal idrak edemez. Dünya sınırlarının ve ölçülerinin üstünde bir olay bu... En doğrusunu Allah bilir.

İmam Ebu Hanife, Eş'ar'i ve Matüridi gibi alimler ayetin mü-teşabihattan olduğunu düşünerek ifadeyi aynen kabul etmemiz gerektiğini söylemişlerdir.

Arş kavramından anladığımız şudur; Arş da Allah'ın yarattıklarındandır. Dünyada Kabe nasıl ibadetin kıblesi ve merkezi ise arş da kainatta ilahi yönetimin ve kudretin merkezidir. Arş'da yaratılan tüm varlıkların kaza, kader ve hesap işleri vardır. Kıyamet günü arş; hesap ve sualin kıblesi ve merkezi olacaktır.

Fahruddin Er-Razi, Tefsir-i Kebir Mefatihu'l-Gayb isimli eserinde bu konuya şu sözlerle açıklık getirir:

" Allah Teala insanlara, bilip-alışık oldukları üslublarla hitap etmiştir. Böylece mesela, Kendisi adına, kullarının ziyaret edeceği bir ev (beytullah - Allah'ın evi) yaratmıştır. Halbuki Kendisi orada oturuyor değildir. Allah, böyle şeyden münezzehtir. Yine Allah, o Beytullah'ın bir köşesine, bir taş Haceru'l-Esved koydurmuştur. Bu da, O'nun yeryüzündeki sağ eli mesabesindedir. Çünkü insanların başkanlarına, sağ elini öpmek suretiyle saygı göstermeleri, adetlerinden ve yapageldikleri şeylerdendir. Yine Allah Teala kulları üzerinde "Hafaza" melekleri görevlendirmiştir. Bu, Allah Sübhanehu ve Teala'nın, unutabilmesinden ötürü değildir. Fakat bütün bunlar, alışılagelmiş ve bilinen şeylerdir. Yine aynen bunun gibi, padişah, adamlarını hesaba çekmek istediğinde, bir kürsü (taht) üzerinde oturur ve böylece yardımcıları, tahtının etrafında dururlar. İşte tıpkı bunun gibi Allah Teala da kıyamet günü, bir Arş bulundurur. Melekler de orada yer alır, o Arşın etrafında dönmeye başlarlar. Bütün bunlar, Cenab-ı Hak, o Arş üzerinde oturduğu ve ona muhtaç olduğu için değildir. Aksine Beytullah (Ka'be) ve etrafındaki tavaf hususunda daha önce anlattığımız temsili bir manadan ötürüdür."