Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, bir süredir ulusal medyanın gündeminde.

Önce Uğur Mumcu, Aziz Nesin gibi isimler için yaptığı açıklamalarla gündeme düşmüştü. Seçim sürecinde bu konuyu epeyce konuşmuştuk.

Başkan Aktaş, geçtiğimiz haftalarda katıldığı bir televizyon programında yaptığı açıklamadan dolayı özür de diledi.

O özrün hemen ertesinde bu kez 30 Ağustos konusu gündeme geldi. Meclisteki tartışma sosyal medyada paylaşıldı.

Ulusal kanallar, gazeteler konuyu manşetlerine taşıdı. Ünlülerden tepkiler geldi. MHP'den dahi tepki sert oldu.

Ben sosyal medyadan konuya ilişkin yorumumu yaptım. Sonrasında önceki akşam CUK adlı programımızda da konuya değindim ama bir de yazma ihtiyacı hissettim.

Hiç lafı evirip çevirmeye gerek yok. Benim 30 yıldır tanıdığım, 10 yıldır da gazeteci olmam hasebiyle daha da yakından tanıdığım Aktaş'ın Cumhuriyet ile Atatürk ile 30 Ağustos ile hiçbir sorunu olmamıştır.

Yanlış kullanılmış bir sözcük, kendini o an doğru ifade edememe olayı anlamsız şekilde buralara getirdi.

30 Ağustos'un diğer milli bayramlar kadar halkın içinde olduğu bir bayram olmadığını söylemeye gerek var mı? 23 Nisan, 19 Mayıs, 29 Ekim tüm halkın içinde olduğu, okullarda programların yapıldığı bayramlar...

Kaç 30 Ağustos kutlamasına gittiniz? Daha çok askeri erkan tarafından kutlanan bir bayramdır 30 Ağustos. Anlatılmak istenen bu.

Evet, yanlış cümlelerle. Evet, Orman Haftası ile kıyaslama yanlışlığıyla. Ama olayı Cumhuriyet, 30 Ağustos düşmanlığına getirmeye de gerek yok kusura bakmayın.

Olay ulusal boyuta taşınınca AK Parti teşkilatları aslında anlatılmak istenenleri, orada asıl yaşananları paylaşmaya başladı.

İşte orada söyleyecek iki sözüm var. Bunu Alinur Aktaş'a söylemiyorum zira İstanbul seçimleri sürecinde kendisi sadece Binali Yıldırım ile ilgili twitler paylaştı. Ekrem İmamoğlu'na ilişkin hiçbir olumsuz paylaşımını görmedim.

Ey AK troller. Ey lağım medyasının yalan ve iftiralarını hiçbir şekilde araştırmadan soruşturmadan paylaşan bugün de hak hukuk diye ortada dolaşan sosyal medya bitmeleri.

İstanbul seçimleri sürecinde CHP adayını sırf sizin partinizden değil diye Rum, Ermeni, Hristiyan her şey yaptınız. Utanmadınız, sıkılmadınız.

Şimdi 'Ama Aktaş, öyle demek istemedi' diye sosyal medyada yırtınıyorsunuz. O gün Ekrem Bey'e yapılan saldırılara karşı durdum, bugün de Alinur Bey'e yapılana.

Benim Peygamberim 'Mazlumun dini olmaz' diyor. Mazlumun siyasi partisi de olmaz benim gözümde. Yalan ve iftiraya partiye bakmadan karşı durmaktır doğru olan.

O yalan ve iftiralar size İstanbul'da, Ankara'da kaybettirdi. Bu anlayışınızı sürdürürseniz tüm Türkiye'yi de kaybedersiniz.

Haklının yanında olacağız. Güçlünün yanında olmak kolay iş. Bizim gibi düşünmese de, oy versek de vermesek de.

Onun için tekrar ifade edeyim. İstanbul seçimlerinde hakkı yenen İmamoğlu'nun yanındaydım, bugün de haksızca algı operasyonlarına maruz bırakılan Aktaş'ın yanındayım.