Zatına layık şekilde Hamd-u Sena Allah'a, sınırsız salat ve selam Yüce Resulullah'a

Amellerimizi geçerli kılan temel unsur nedir?

Bizim dinimizde çok enteresan bir durum vardır. İlk zamanlarda bana çok esrarlı gelmiştir. Bu esrarda; "kişi bir iyiliği yapmaya gücü yetmediğinde onu yapmaya niyet etse o işi yapmışçasına sevap verilir" ibaresi vardır. Bu, başlangıçta insana kolay bir şey gibi gelir. Nasıl bir sırdır ki o işi yapmasak ta bize yine sevap veriliyor? Yani başlangıçta bu ibare sana iyilik yapılmışçasına sevap yazılmasını istiyorsan içinden geçirmen yeterli gibi mesaj veriyor. Ama biraz derinlemesine düşünürsek sırrı belki aralayabiliriz.

NİYET NEDİR?

Niyet sadece bir düşünce değildir. En temel manada bir düşüncenin tasviridir.

Yıllar boyu çalışır, didinirsiniz elde ettiklerinize ve sonuçlarına bakar bir değerlendirme yaparsınız. Bu değerlendirme sizde bir beklenti oluşturur. İşte tamda burada niyet oluşmaya başlar. Niyet sadece dünyevi olmayabilir.

Anlaşılacağı üzere NİYET; bir fiilin sonucuyla başlıyor, beklentilerimiz neticesinde düşünce oluşuyor ve beklentiler tasvir edilirken söze dökülüyor.

DÜNYEVİLEŞME HASTALIĞINA DÜŞMEMİZE SEBEBİYET VEREN ŞEY NEDİR?

Niyet bir fiilin sonucuyla başlar, beklentiye dönüşür. İşte bu beklenti bizi Yaratanımızdan ayıran en temel sebep olur. Abdulvasih Hocamın dünkü yazısında değinmişti: 'dünyevileşme kalıpta değil, kalpte oluşur.' Bu hastalık, bizim fiillerimiz sonucunda bir beklentiye tabi oluşumuzdan ve bu beklentinin nefsaniyet merkezli olmasından ileri gelir.

Kişi her başına gelenden ya da fiillerinin sonuçlarını sırf kendinden bilmeye başlarsa, ben olmasaydım bu iş böyle olmayacaktı gibi düşünüp yaptıklarının merkezine kendini koyarsa niyette sapma meydana gelmiş olur. Bu, rotadan şaşma anlamına gelir ve Sıratı Müstekim üzere olamama durumudur.

Takdiri ilahiye razı olamayan kişi niyeti bozuk kişidir. Fatiha Suresindeki "bizi dosdoğru yola ilet" dua ve niyazımız sadece iman üzere kalmayla ilgili değil, işin hakikat tarafında niyetimizi bozmamakla da ilgilidir.

Niyet, sırf bir başlangıç değil, bizi dosdoğru yolda tutmaya çalışan bir düşünce sistematiğidir.

Bu manada niyet, sadece içimizden iyi şeyler geçirmekle tasvir edilecek bir kavram değildir.

Niyet; Rabbimizin rotasından şaşmayarak işimizin sonuçlarından doğacak beklentimizin nefsani olmaması yani Rabbimizin beklentisine uygun tercihlerde bulunmaya çalışma, olarak açıklanır.

Yusuf Aleyhisselam'ı öldürmeye teşebbüs eden kardeşleri art niyetliydi, Yusuf Aleyhisselama sahip olmak isteyen Züleyha art niyetliydi. Her birisinin o zamanki beklentileri hep nefsaniydi.

Niyetlerimizin sahih (doğru ve geçerli) olmasını istiyorsak herhangi bir işten elde edilen fiilin, beklentilerimizin Allah'ın rızasıyla örtüşüp örtüşmediğini içimizde doğru tasvir etmeliyiz. Bu tasvir, nefsani ise bizi dünyevi yapar, Rabbimizin muradına uygun olursa iyi niyetli yapar.

İyi niyetli olmak kolay bir şey mi? Şimdi bir daha düşünün.