Recep Akakuş yazdı

‘Sinan Bey’in gerçekleştirdiği imar faaliyetinden sonra İnegöl’ün fizikî yapısı değişmiştir.

Kazandığı yüksek itibar sebebi ile kendisine mülk olarak tahsis olunan Îsâören köyü ile Koçi/ Sungur paşa köyü’ndeki araziyi vakfetmiştir.

Bunların gelirini, İnegöl Merkez Mahallesi’nde inşâ ettirmiş olduğu cami ve mektep ile Yenişehir Köprühisar’da inşâ ettirmiş olduğu tekke ve zaviyenin işletme giderlerini karşılamak üzere vakfetmiştir.

Diğer yandan İshak Paşa’nın vakıf mal varlığının hem yönetiminde ve hem de denetiminde başarılı çalışmalar gerçekleştirmiştir.

Vakıf gelirleri artmış olduğundan İshak Paşa Medresesi’nde görev üstlenen öğretim üyelerinin günlük yevmiyeleri arttırılmış ve yükseltilmiştir.

 İnegöl İshak Paşa Medresesi, 20’li medrese statüsünden 30’lu medrese statüsüne; Yavuz Sultan Selim (1512-1520) ve Kânûnî Sultan Süleyman (1520-1566) devirlerinde 40’lı ve hatta 50’li medrese statüsüne çıkartılmıştır.

Sultan II. Selim (1566-1574) ve oğlu Sultan III. Murad devirlerinde İnegöl’de İshak Paşa Medresesi’nin derecesi daha da yükseltilerek “sahn” derecesine çıkarıldığı kaynaklara yansımıştır.

Hiç şüphesiz bu yükselişte ‘Sinan Bey’in üstün ve de verimli çalışmaları etkili olmuştur.

Yanında İshak Paşa’nın oğullarından Sultan II. Bayezid’in husûsî defterdârı olan Pîrî Ahmet Çelebi ile Yavuz Sultan Selim’in Celâlî İsyanlarına karşı en güvenli ve de başarılı komutanı olarak hizmet etmiş olan Şadi Paşa’nın da büyük rolü olsa gerektir.

Bu arada Sinan Bey’in, Hamza Bey’in çocukları ile kurduğu yakın ve de samîmi işbirliğini de göz ardı etmemek gerekir. Çünkü Sinan Bey, Noktacı Kāsım Efendi‘nin İnegöl’e davet edilmesinin alt yapısını oluşturmuştur.

Onun adına, Diğrihî Çayırı’nda yer alan İrmiyâz’da=Atış alanında yeni bir tekke-zaviyenin inşâsına katkıda bulunurken diğer yandan da Bursa’da Muradiye semtinde Beşikçiler Mescidi’ni inşâ ettirmiştir.

Bursa Beyi ve de Hamzabey vakıflarının da mütevellisi olan Derviş Mehmed Bey ile yakın temas içinde bulunarak Noktacı Kāsım Efendi‘nin, İnegöl’e gelmesini sağlamıştır.

Sinan Bey ile Derviş Mehmed Bey’in, ortaklaşa yaptıkları bir çalışma sonunda Noktacı Kāsım Efendi, Yavuz Sultan Selim (1512-1520) devrinde İnegöl’e gelip adına inşâ olunan tekke ve zaviyede 1534 yılına kadar kesintisiz Halvetî Tarîkat geleneği ölçüleri içinde halka irşad hizmeti sunmuştur.

Bu hizmeti sunarken “Cevâhirü’l-Ahbâr” adını verdiği kendi kitabını müritlerine, ders kitabı olarak, okutmayı temel esas almıştır.

Böylece Noktacı Kāsım Efendi, İnegöl İshak Paşa Medresesi’nde yüksek seviyede örgün eğitim-öğretim yapılırken o da tekke ve zaviyesinde halka açık yaygın eğitim-öğretim yapmıştır.