Hindistan, 1 milyon 460 bin aktif askeriyle dünyanın en büyük ordularından birine sahip. Ülkede 1 milyon 237 bin kara personeli, 75 bin 500 deniz personeli, 149 bin 900 hava kuvvetleri personeli ve 13 bin 350 sahil güvenlik personeli görev yapmaktadır. Hindistan ayrıca, konvansiyonel silahlar açısından da büyük bir üstünlüğe sahiptir. Hindistan'ın envanterinde 9 bin 743 top ve 3 bin 740 tank yer alırken, hava gücünde de 730 savaş uçağı bulunmaktadır. Donanma açısından ise 16 denizaltı, 11 muhrip, 16 fırkateyn ve 2 uçak gemisi bulunmaktadır.
Pakistan ordusu, 700 bin askeriyle Hindistan'a göre daha küçük bir yapıya sahiptir. Ancak, bu sayıya rağmen önemli bir askeri kapasiteye sahiptir. Pakistan'ın 560 bin kara personeli, 70 bin hava personeli ve 20 bin deniz personeli bulunuyor. Konvansiyonel silahlar açısından Pakistan ordusunun envanterinde 4 bin 619 top ve 2 bin 537 tank yer alırken, hava gücünde ise 452 savaş uçağı bulunmaktadır. Donanma açısından Pakistan, 8 denizaltı ve 10 fırkateyn ile Hindistan'a karşı bir deniz gücü oluşturuyor.
Hem Hindistan hem de Pakistan, nükleer silahlarla büyük bir caydırıcılığa sahip. Hindistan, 172 nükleer başlıkla bu alanda önde yer alırken, Pakistan 170 nükleer başlığa sahiptir. Hindistan, "ilk kullanmama" doktrinini benimserken, Pakistan, "tam spektrumlu caydırıcılık" stratejisini uyguluyor. Bu stratejiler, her iki ülkenin nükleer kapasitesini nasıl kullanacaklarına dair önemli farklılıklar yaratmaktadır.
