Hindistan, denizaltı filosunu güçlendirmek için önemli bir adım atıyor. Ülke, S5 sınıfı denizaltılar için geliştirilen 200 MWe gücündeki nükleer reaktör ile hem menzilini hem de operasyon sürelerini artırmayı hedefliyor. Proje, Mumbai’deki Bhabha Atomik Araştırma Merkezi (BARC) tarafından yürütülüyor ve uzun süredir gizlilik içinde ilerletiliyordu. Şimdi ise reaktörün üretim aşamasına doğru gelindiği belirtiliyor.

10 Yıl Kesintisiz Görev İmkanı
Yeni reaktör, S5 sınıfı balistik füze denizaltıları ve Project 77 kapsamında inşa edilecek altı nükleer taarruz denizaltısına entegre edilecek. Basınçlı hafif su teknolojisiyle çalışan ve zenginleştirilmiş uranyumla beslenen sistem, yakıt ikmali gerektirmeden 10 yıla kadar kesintisiz görev yapabilecek. Bu, Hindistan’ın halihazırdaki 83 MWe gücündeki Arihant ve Arighaat denizaltılarının sınırlı görev sürelerine kıyasla büyük bir sıçrama anlamına geliyor.

Denizaltı Performansında Büyük Artış
200 MWe kapasiteli reaktör, denizaltıların hızını, menzilini ve gizlilik kabiliyetlerini artıracak. Yeni S5 sınıfı denizaltılar:
- 13 bin ton deplasmana sahip olacak
- 5.000 kilometre menzilli 12–16 adet K-5 balistik füze taşıyabilecek
- Hindistan’ın denizaltı filosunda stratejik bir rol üstlenecek
Bu özellikler, Hindistan’ın okyanuslarda daha uzun süre görev yapabilmesini sağlayarak stratejik dengeyi güçlendirecek.

Çin’e Stratejik Cevap
Hindistan’ın bu hamlesi, özellikle Çin’in hızla büyüyen denizaltı filosuna karşı atılmış bir adım olarak dikkat çekiyor. Pekin’in filosunun 2030’a kadar sayıca dünyanın en büyüğü olması bekleniyor. Bu nedenle Hindistan, nükleer üçleme yapısının deniz ayağını güçlendirmek için nükleer denizaltı projelerini kritik bir öncelik olarak görüyor.
Gelecek Projeler ve Gelişmeler
Hindistan, sadece 200 MWe reaktörle sınırlı kalmıyor:
- 555 MWe kapasiteli daha büyük bir reaktör
- Temiz hidrojen üretimine yönelik yüksek sıcaklık gaz soğutmalı reaktör (HTGR) çalışmaları sürüyor
- Donanma, deniz gücünü artırmak için dört adet havuzlu çıkarma gemisi (LPD) alımı planlıyor. Bu gemiler, sabit kanatlı insansız hava araçlarının konuşlandırılmasına ve açık deniz operasyonlarında komuta-kontrol merkezi olarak kullanılabilecek.
Hindistan’ın bu stratejik hamlesi, hem bölgesel güvenlik dengelerini etkileyecek hem de ülkenin nükleer deniz gücünde uzun vadeli bir avantaj sağlayacak.





