Yenişehir’den Cumalıkızık’a gelin gelen 40 yaşındaki Nagehan Sezer, yıllarca reçel üretip sattıktan sonra 5-6 yıl önce şalvar dikmeye başladı. “Biz de eşimle şalvar ve tülbentleri hazır alıp satıyorduk. Ancak satın alınanların 10-20 santimetre kısa olunca tüketicilerden olumsuz geri dönüşler aldık. Ben de 5-6 yıl önce kendim dikmeye karar verdim” diyen Sezer, kumaşları özenle seçip ölçülerini turistik taleplere göre ayarladığını ifade etti.
Turistlerden Yoğun İlgi
Bir şalvarı 250 liradan, tülbentleri ise 200 liradan satan Sezer, Ankara’dan gelen bir müşterisinin geçen yıl aldığı şalvarlardan memnun kalarak bu yıl 7 adet sipariş verdiğini söyledi. “Bir şalvarı dikmem 10-15 dakikamı alıyor ama yine de kolay değil. Kesimi dikimi derken parmakların su topluyor, ellerimde yaralar oluşuyor” diyen Sezer, satışların gününe göre değiştiğini belirtti.

Köy Turizmine Katkı
Cumalıkızık’ın UNESCO Dünya Miras Listesi’nde yer almasının köy turizmine büyük katkı sağladığını belirten Sezer, kendi üretimi şalvarların hem köyün özgün kültürünü yaşattığını hem de ekonomik kazanç sağladığını vurguladı.



