Çankırı’daki kaya tuzu madenlerinden ve çevresinden akan sular, yüzde 24,5’lik tuz oranıyla dikkat çekiyor. Uzmanlara göre bu sular sadece doğal bir kaynak değil, aynı zamanda cilt hastalıklarının tedavisinde de umut vadediyor.

Çankırı’nın tuz rezervleriyle ünlü bölgesinde, 35 milyon yıl önce Tetis Okyanusu’nun kurumasıyla oluşan kaya tuzu madenlerinin içinden ve çevresinden akan sular incelendi. Jeomorfolog ve yer bilimci Prof. Dr. Hüdayi Ercoşkun’un yaptığı analizlere göre, bu suların tuz oranı yüzde 24,5'e ulaşıyor. Bu oran, okyanus suyunun yaklaşık 7 ila 8 katı.
Ercoşkun, bölgede yaklaşık 30 farklı noktada tuzlu dere bulunduğunu ve bu suların bazı geleneksel yöntemlerde de kullanıldığını belirterek, "Hamur işlerinde bu tuzlu suların kullanılması, lezzet ve dayanıklılığı artırıyor. Ancak asıl dikkat çekici nokta, bu suların cilt hastalıklarında potansiyel tedavi edici etkileridir" dedi.

Avrupa'da benzer tuzlu su kaynaklarının tedavi amacıyla kullanıldığını hatırlatan Ercoşkun, Çankırı’daki kaynakların da benzer şekilde değerlendirilmesi gerektiğini ifade etti. Tuz oranı açısından oldukça zengin olan bu doğal kaynakların, alternatif tıp ve termal turizm açısından önemli bir potansiyel taşıdığı belirtiliyor.




