Türkiye İstatistik Kurumu'nun son Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması, ülkede yoksulluk ve sosyal dışlanma riskinin 2023 yılında genel olarak azaldığını, ancak 65 yaş ve üzeri nüfusta bir artış olduğunu gösterdi. Bu alarm verici durum, özellikle Kastamonu, Çankırı ve Sinop gibi illerde yoğunlaştı. İstatistikler, bu üç ilin yoksulluk oranının Türkiye genelinde en yüksek olduğunu ortaya koydu.

Kurbanlık ve Et Fiyatlarında Büyük İndirim: 2024 Kurban Bayramı'nda %30'luk Düşüş Bekleniyor! Kurbanlık ve Et Fiyatlarında Büyük İndirim: 2024 Kurban Bayramı'nda %30'luk Düşüş Bekleniyor!

Büyük tehlike, 65 ve üzeri dikkat

Yoksulluk ve Sosyal Dışlanma Riski Genel Bakış: Türkiye genelinde, yoksulluk veya sosyal dışlanma riski altında bulunanların oranı, 2023 yılında önceki iki yıla göre 0-17 ve 18-64 yaş gruplarında azalma gösterdi. Ancak, endişe verici olan nokta, 65 yaş ve üzeri yaş grubunda bu oranın arttığıdır. Bu durum, yaşlı nüfusun ekonomik sıkıntılarla karşı karşıya olduğunu gösteriyor.

Kastamonu, Çankırı ve Sinop: Türkiye genelinde yoksulluk oranı en yüksek iller sıralamasında başı çeken Kastamonu, Çankırı ve Sinop oldu. Bu illerde yaşayan nüfusun yüzde 22'si yoksulluk veya sosyal dışlanma riskiyle karşı karşıya bulunuyor. Bu durum, özellikle bu bölgelerde yaşayan insanların ekonomik olarak zor durumda olduğunu gösteriyor.

Detaylı Analiz: Kastamonu, Çankırı ve Sinop'un yoksullukla mücadelede öne çıkan sorunlarına odaklanmak, bu durumu anlamak için önemlidir. Ekonomik faktörler, işsizlik oranları, eğitim seviyeleri ve diğer sosyal parametrelerin detaylı bir analizi, bu illerdeki yoksulluğun nedenlerini açıklamada yardımcı olabilir.

Hükümetin Müdahalesi ve Toplumsal Duyarlılık: Bu çarpıcı veriler ışığında, hükümetin ve yerel yönetimlerin acil önlemler alması ve bu illerdeki yoksullukla mücadelede stratejik adımlar atması gerekmektedir. Toplumsal dayanışma ve duyarlılık, bu sorunun üstesinden gelmede önemli bir rol oynayabilir.

Türkiye'nin en yoksul illerindeki artan yoksulluk oranları, ülkedeki sosyal eşitsizlikleri vurguluyor. Bu durum, sadece ekonomik değil, aynı zamanda sosyal ve kültürel faktörleri de içermelidir. Toplumun geniş kesimlerinin bu sorunun çözümüne katkı sağlaması ve devletin etkili politikalar geliştirmesi, bu kritik konuda olumlu bir değişim sağlayabilir.

Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması'na göre, 2023 yılındaki eşdeğer hane halkı kullanılabilir fert medyan geliri üzerinden belirlenen yoksulluk oranlarındaki değişiklikler dikkat çekici. Bu oranlar, medyan gelirin yüzde 50'si ve yüzde 60'ı dikkate alınarak hesaplanmış.

Eşdeğer hane halkı kullanılabilir fert medyan gelirinin yüzde 50'si dikkate alındığında belirlenen yoksulluk oranı, bir önceki yıla göre 0,5 puan azalarak yüzde 13,9'a geriledi. Medyan gelirin yüzde 60'ı dikkate alınarak belirlenen yoksulluk oranı ise 0,1 puan artarak yüzde 21,7 oldu. Bu oran, 2019 ve 2020 yıllarında corona virüs pandemisinin etkisi altında artış göstermişti.

2018'de yüzde 21,2 olarak açıklanan yoksulluk oranı, 2019'da yüzde 21,3, 2020'de yüzde 21,9'a yükselmişti. 2021'de ise yüzde 21,3'e gerileyen oran, 2022'de tekrar artarak yüzde 21,6 oldu.

Yoksulluk oranlarının bölgesel dağılımına bakıldığında ise şu bulgular öne çıkıyor:

Yüzde 21,7'lik yoksulluk oranı en yüksek iller, yüzde 22 ile Kastamonu, Çankırı ve Sinop'un yer aldığı TR82 bölgesi, yüzde 21,8 ile İstanbul'un olduğu TR10 ve yüzde 21,7 ile Ağrı, Kars, Iğdır ve Ardahan illerini kapsayan TRA2 bölgeleri. Yoksulluk oranı düşük bölgeler arasında yüzde 10,4 ile Gaziantep, Adıyaman ve Kilis'in dahil olduğu TRC1, yüzde 12,9 ile Mardin, Batman, Şırnak ve Siirt'in bulunduğu TRC3 ve Şanlıurfa ile Diyarbakır illerini kapsayan TRC2 bölgeleri yer alıyor. Hatay, Kahramanmaraş ve Osmaniye illerinin yer aldığı TR63 bölgesinde deprem felaketi nedeniyle alan uygulaması yapılamadı.

Yoksulluk veya sosyal dışlanma riski altında bulunan nüfusun genel durumu şu şekilde:

2015 yılında Türkiye nüfusunun yüzde 34'ü yoksulluk veya sosyal dışlanma riski altında görülüyordu. Bu oran, 2018'e kadar azalarak yüzde 30,4'e geriledi. 2019, 2020 ve 2021 yıllarında artış gösteren yoksulluk veya sosyal dışlanma riski altındaki nüfus oranı, 2021'deki yüzde 32,9 seviyesinden 2023'te yüzde 31'e geriledi. 2023'te bu oran erkeklerde yüzde 28,9, kadınlarda yüzde 33,1 olarak kaydedildi.

Yaş grupları itibariyle yoksulluk veya sosyal dışlanma riski şu şekildedir:

2023 yılında 0-17 yaş aralığında yüzde 39,7, 18-64 yaş aralığında yüzde 28, 65 ve üzeri yaş grubunda ise yüzde 26,6 oranında yoksulluk veya sosyal dışlanma riski bulunmaktadır. 2023'te yoksulluk veya sosyal dışlanma riski altında bulunanların oranı, önceki iki yıla göre 0-17 ve 18-64 yaş gruplarında azalırken; 65 ve üzeri yaş grubunda artış kaydetmiştir. 65 ve üzeri yaş grubunda yoksulluk veya sosyal dışlanma riski altında bulunanların oranı, 2021'de yüzde 16,8, 2022'de ise yüzde 20,5 olarak ölçülmüştü.

Yoksulluk veya sosyal dışlanma riski, göreli yoksulluk, maddi ve sosyal yoksunluk, düşük iş yoğunluğu göstergelerinin en az birinden yoksun olma durumunu ifade eder. Elde edilen verilere göre, Türkiye'de bu risklere maruz kalan nüfusun durumu sürekli değişkenlik göstermektedir.

Kaynak: Haber Merkezi