Türkiyenin, Fıratın doğusunda terör örgütlerinden arındırılmış, güvenli bir bölge kurma planının uluslararası hukuk çerçevesinde gerçekleştiğini ve planlanan Barış Pınarı Harekâtını desteklediklerini ifade eden Başkan Ramazan Acar, Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Fıratın doğusunda yuvalanmış terör örgütlerini temizleyerek güvenli bölge oluşturmak maksadıyla Barış Pınarı Harekâtını başlatma kararı almıştır. Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı operasyonları ile emperyalizmin oluşturmak istediği terör koridorunun önünü kesen devletimiz, Fıratın doğusuna yönelik bu harekâtla, emperyalizmin taşeronluğunu yapan PKK/PYD terör örgütünü süpürerek bölgeyi asıl sahiplerine teslim etmeyi amaçlamaktadır. Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı harekâtlarında olduğu gibi devletimiz, Barış Pınarı Harekâtını da uluslararası hukuktan kaynaklanan haklarını kullanarak gerçekleştirmektedir. Suriye ile 911 kilometre sınırı olan Türkiyenin, hemen güneyinde emperyalizmin stratejileri doğrultusunda hareket ederek huzur ve güven ortamına musallat olan taşeron terör örgütleriyle mücadelesi uluslararası hukuktan kaynaklanan en tabii hakkıdır şeklinde konuştu.
Bundan önceki operasyonlarda da Türkiyenin amacının Suriyenin toprak bütünlüğünü korumak ve oradaki yerel halkın çektiği acıya son vermek olduğunu belirten Başkan Acar, harekât ile ilgili şunları aktardı:
On bin kilometre öteden gelerek sözde kendi güvenliği için bölgeleri ateşe verenlerin ve ona karşı sessiz kalanların, yine onların taşeronlarının oluşturdukları güvenlik meselesini bertaraf etmek için harekete geçen Türkiye Cumhuriyeti Devletine karşı, gerek içerideki lejyonerlerin gerekse dışarıdaki emperyalizmin aparatçığı konumundaki yapıların sözlerinin hiçbir kıymeti ve önemi yoktur. Öte yandan, emperyalist ülkelerin, rejimin ve terör örgütlerinin ürettikleri şiddet dalgası sonucu yurtlarını terk etmek zorunda kalan milyonlarca insanın yaşadığı trajedi karşısında üç maymunu oynayanların, Türkiyenin mülteci sorununa ilişkin getirdiği teklifleri, içi boş cümlelerle, yaptıkları açıklamalarla savuşturduklarına da hep birlikte şahit olduk. Bu yüzden, 3 milyon 600 bini aşkın mülteciyi ülkesinde barındıran Türkiyenin bu konuda ürettiği çözümü, sahada uygulama girişiminin ilk ayağı olan terörü süpürmek ve şiddeti durdurmak için başlattığı operasyona yönelik yapılan, neresinden bakılırsa bakılsın, kaynağı dezenformasyon olan ve yalana dayalı açıklamaların hiç bir hükmü yoktur.Türkiye Cumhuriyeti Devletinin yetkilileri her zemin ve şartta Suriyenin toprak bütünlüğüne saygılıyız açıklaması yapmaktadır. Fakat hiçbir değeri tanımadan insanları katleden, şehirleri yerle bir ederek Suriyeyi insansızlaştıran stratejilerin emperyalist mimarlarının ve gerçekleştirdiği her sınır dışı operasyonla birlikte Türkiyeyi işgâlci diyerek karalayanların sözleri her defasında boşa düşmektedir. Kaldı ki milletimizin de devletimizin de hafızasında Suriye; Arapıyla, Kürtüyle Türkmeniyle, Nusayrîsi ve Sünnîsi ile kardeşlerimizin yurdudur.
Türkiyenin bölgeye barış getirme çabalarına karşın dışarıdan gelen tehditlerin hadsiz bir girişim olduğunu söyleyen Acar, Türkiyenin barış yanlısı ve yapıcı tutumuna karşın terör örgütlerinin yanında yer almayı tercih ederek bizi tehdit etme hakkını kendinde bulanlar gaflet içerisindedir. Bu noktada ABD Başkanı Trumpın, köksüz ve histerik bir söylemle Türkiyeyi ekonomi ile tehdit ederek harekâtın sınırlarını çizme çabası ancak ve ancak hadsizlik olarak değerlendirilebilir. Dünyanın birçok bölgesini ateşe vermiş ABDnin başkanı, Türkiye, benim büyük ve emsâlsiz bilgeliğimle sınırları aşmak olarak değerlendirdiğim bir şey yaparsa, Türk ekonomisini yıkıp ve yok edeceğim (daha önce yaptım) diyerek ancak ve ancak nevzuhur bir anlayışın yetersizliğini ortaya koymuştur. Zira Türkiye Cumhuriyeti, her ne şartta olursa olsun, savaşta ve barışta tarihin derinliklerinden devraldığı geleneğe bağlı kalmayı azmetmiş bir devlettir. Onun için, her gittikleri yerde bozgunculuk çıkaranların, terör örgütleriyle iş tutanların, hatta terör örgütlerine binlerce tır silah ve mühimmat yardımı yapanların tehditleri de boş hükmündedir diye konuştu.