1 Mayıs denince akla gelen ilk şey, işçilerin, emekçilerin alın terinin, hak arayışının sembolleştiği o anlamlı gün oluyor. Ama 1 Mayıs sadece kutlamalardan ibaret değil; arkasında kan, gözyaşı ve büyük bir mücadele tarihi yatıyor. Peki bu özel günün hikâyesi nereden başladı? Türkiye’de nasıl karşılık buldu? Gelin, adım adım bakalım.
1 Mayısın Doğuşu! Bir avuç cesur işçi nasıl dünya tarihine geçti?
Takvimler 1 Mayıs 1886’yı gösterdiğinde, Amerika Birleşik Devletleri'nin Chicago kentinde, binlerce işçi sokaklara döküldü. İstedikleri şey çok netti: “Günde 8 saat çalışma hakkı!” O dönemlerde işçiler günde 12-16 saat arasında çalışıyor, çoğu zaman hafta sonu tatili bile olmadan ağır koşullarda yaşam mücadelesi veriyordu.
Ancak Chicago’daki Haymarket Meydanı'nda başlayan bu barışçıl gösteriler, birkaç gün içinde gerilimi artırdı. 4 Mayıs 1886'da Haymarket Olayı yaşandı: Kimliği belirsiz biri göstericilerin arasına bomba attı, ardından çıkan kaos sırasında polisler ateş açtı. Olayda hem polisler hem de göstericiler hayatını kaybetti. Bu trajedi, işçi hakları mücadelesinde bir dönüm noktası oldu.
1889 yılında Paris’te toplanan İkinci Enternasyonal Kongresi'nde, işçilerin 8 saatlik iş günü talebiyle verdikleri bu mücadeleye destek vermek için 1 Mayıs’ın “İşçi Bayramı” olarak kutlanmasına karar verildi. Böylece 1 Mayıs, dünya çapında işçi sınıfının birliğini ve direnişini temsil eden bir gün haline geldi.
Türkiye'de 1 Mayıs kutlamaları nasıl şekillendi?
Türkiye'de 1 Mayıs ilk kez 1909 yılında, o zamanki Osmanlı İmparatorluğu'na bağlı Selanik'te kutlandı. İşçiler, sendikalar ve sosyalist gruplar bu özel günü sahiplenerek sokaklarda toplandılar. Ancak İstanbul'da resmi olarak ilk büyük 1 Mayıs kutlaması, 1912 yılında yapıldı.
Cumhuriyet’in ilanından sonra da 1 Mayıs kutlamaları devam etti. 1923 yılında Türkiye’de 1 Mayıs, resmî tatil olarak kabul edildi. Fakat siyasi iklimin değişmesiyle bu hak uzun yıllar süreklilik kazanamadı. Özellikle 1977 yılında İstanbul Taksim Meydanı'nda yaşanan “Kanlı 1 Mayıs” olayı, bu günü Türkiye tarihinde kanlı bir sayfa haline getirdi.
O gün, yüzbinlerce insan Taksim Meydanı’nda toplandı. Ancak bir anda kalabalığın üzerine ateş açıldı. Resmî rakamlara göre 34 kişi hayatını kaybetti, yüzlerce kişi yaralandı. Olayın failleri asla tam anlamıyla ortaya çıkarılamadı, ama o gün, Türkiye’de 1 Mayıs’ın ne kadar derin bir anlam taşıdığını bir kez daha gösterdi.
1980 darbesinden sonra ise 1 Mayıs uzun süre boyunca yasaklandı. Ancak emekçilerin mücadelesi sonuç verdi ve 2009 yılında 1 Mayıs, tekrar resmi tatil ilan edilerek “Emek ve Dayanışma Günü” adıyla kutlanmaya başladı.
1 Mayısın bugünkü anlamı nedir?
Günümüzde 1 Mayıs sadece bir bayram havasında geçmiyor; hâlâ pek çok ülkede işçiler maaş adaletsizliği, kötü çalışma koşulları, iş güvenliği gibi konular için meydanlara çıkıyor. Türkiye’de de sendikalar, sivil toplum kuruluşları ve emek örgütleri, 1 Mayıs’ı hem bir kutlama hem de taleplerini dile getirdikleri bir gün olarak değerlendiriyor.
Artık sadece fabrikalarda çalışanlar değil, öğretmenler, sağlık çalışanları, kuryeler, yazılımcılar, kısacası emeğiyle geçinen herkes, 1 Mayıs’ı kendi sesi olarak görüyor.
1 Mayısın simgeleri nelerdir?
1 Mayıs denilince kırmızı karanfiller akla gelir. Kırmızı, hem emeğin rengidir hem de mücadelede dökülen kanları simgeler. Ayrıca işçiler o gün ellerinde pankartlar, dövizler taşır; üstlerinde işçi tulumlarıyla, sloganlarla meydanları doldurur.
Peki, Dünyada 1 Mayıs nasıl kutlanıyor?
1 Mayıs, her ülkede farklı bir renk, farklı bir coşku demek. Kimileri için tatlı bir bayram havası, kimileri için de hak mücadelesinin en güçlü sesi oluyor. İşte dünyanın dört bir yanında 1 Mayıs’ın nasıl yaşandığına dair kısa bir tur:
Almanya
Almanya'da 1 Mayıs, “Emek ve Dayanışma Günü” adıyla resmî tatil. Ülke genelinde büyük yürüyüşler, mitingler ve kültürel etkinlikler düzenleniyor. Berlin'de Kreuzberg semtindeki kutlamalar özellikle enerjisi ve kalabalığıyla ünlü. Ancak zaman zaman polisle göstericiler arasında gerginlikler de yaşanabiliyor.
Fransa
Fransa’da 1 Mayıs deyince akla hemen "muguet" (inci çiçeği) gelir. Fransızlar birbirlerine şans getirmesi için muguet çiçeği hediye ederler. Ancak öte yandan, sendikalar Paris başta olmak üzere ülke genelinde geniş katılımlı yürüyüşler düzenler. Talepler arasında işçi hakları, ücret artışları ve sosyal adalet sık sık öne çıkar.
İtalya
İtalya’da 1 Mayıs, işçilerin haklarına sahip çıktığı bir gün olmasının yanı sıra sanatla da iç içedir. Roma’daki San Giovanni Laterano Meydanı'nda dev bir müzik festivali düzenlenir. “Concerto del Primo Maggio” adı verilen bu etkinlik, hem işçi mücadelesinin hem de sanatın bir arada kutlandığı özel bir organizasyondur.
İspanya
İspanya’da 1 Mayıs, özellikle sendikaların güç gösterdiği bir gündür. Barselona ve Madrid gibi büyük şehirlerde dev yürüyüşler yapılır. Talepler arasında daha iyi iş sözleşmeleri, daha fazla sosyal hak ve işsizlikle mücadele gibi konular öne çıkar.
Küba
Küba'da 1 Mayıs deyince akla devasa kutlamalar gelir. Başkent Havana’da yüz binlerce kişi sabahın erken saatlerinde Devrim Meydanı'nda toplanır. Devlet liderleri de katılır, dayanışma mesajları verilir. Kutlamalar, sosyalist ideolojinin ve emek gücünün ön planda olduğu bir şölen havasında geçer.
Japonya
Japonya’da 1 Mayıs, "Mayıs Günü" olarak kutlanıyor ama resmi tatil değil. Yine de sendikalar ve emek örgütleri çeşitli yürüyüşler düzenliyor. Talepler genellikle işçi maaşlarının iyileştirilmesi ve çalışma saatlerinin düşürülmesi üzerine yoğunlaşıyor.
İsveç ve Norveç
Bu ülkelerde 1 Mayıs tam anlamıyla bir halk bayramı. Aileler birlikte parklarda piknik yapıyor, sendikalar da dostane yürüyüşler düzenliyor. Havanın güzel olması halinde insanlar çoluk çocuk dışarı çıkıp hem eğleniyor hem de işçilerin hak mücadelesini selamlıyor.
1 Mayıs her yerde aynı duyguyu yaşatıyor!
İster Berlin sokaklarında bir yürüyüş, ister Havana’da bir devrim şovu, ister Roma’da bir konser olsun... 1 Mayıs her yerde emeğin kutsallığını, alın terinin değerini hatırlatıyor. Kimse hangi ülkede yaşarsa yaşasın, 1 Mayıs günü emeğin saygıyı hak ettiğini bir kez daha haykırıyor.