Dünyadaki acılar,bölgedeki acılar,içinde bulunduğumuz insanların acılarının yanında acılarımızı dile getirmek bize yakışmaz.Ama çocuklarımızdan ayrılmak hiçte kolay değil.İki çocuk…İkisini de üniversiteye gönderdim.Birçok anne baba gibi bizde kendimizi çocuk hasretinin içinde bulduk.
Doğrusu çocuklarımdan ayrılmamak adına da Bursa’ya geldiğimizde bu zamanın ayrılığını hesaba katmamışım.
Şimdi yeni bir ayrılık başladı.Kızım 2008 yılında biz Yozgat’ta yaşarken Bursa’ya lise eğitimi için yolcu ettiğimde depreşen duygularım değişmedi.Şimdi de aynı hüznün içinde buluyorum kendimi.
Bütün anne babalara sabır,evlatlara hayır diliyorum.O 2008’de yaşadığım duyguları ,evlatlarını yolcu eden anne babalar adına yeniden paylaşma ihtiyacı hissettim.
“ Kuzum,
Bir tanem,
Erken doğan hüznü de olurmuş insanın.
Seni özgürce sevmeye hazırlamadan kendimi ayrılık vaktinin geldiğini fark ettim.
İnsan en çok kimden ayrılınca sorusunu sorma vakti geçmişti.
Çoktan yazılmıştı içimde o şiir.
Çoktan bestelenmişti o şarkı içim de
Senin odana giremedim
Senin içeceğine dokunamadım
Belki sende affedeceksin o içecek için Amerika’yı
Hayatında sevinçlerden çok acılar biriktirmiş baban
Uzak tutsa da gözlerini,yürek uzak tutulmuyordu senden kuzum.
Çünkü babalığın biraz çocukluk olduğunu fark ettim.
Başkalarının kapılarından geçerek öğrendiklerimizden çok ,öğrendiklerimizden çok,öğrendiklerimizle başkalarının kapılarından geçmenin önemiyle konuştum seninle .
Kendi onurumdan çok insanlık onurunu sindirmeye çalıştım sana,kendi acılarımdan çok insanlık acılarını vermeye çalıştım sana kuzum.
Sana duyduğum özlem ya da hüzün ,sana veremediklerim ya da yanlış verdiklerim ya da vermem gerekenlerle baba olmamdan,
Senin ne olacağından çok nasıl bir insan olacağını hissettiğim duyguyla ilgili galiba.
Senin yaşadığın ayrılığı sana yaşatmamak için yaşamıştım ve geçtim bu bu çarklardan fakat sadece baban olduğumu (haşa) Rabbin olmadığımı fark etmemiştim.
Seni yolcu etmeye seni hazırlamaktan daha zor senin yolculuğuna kendimi hazırlamam.
Kelimelerden arınmış bir duygu birikiyor içime.
Ayrılıklara alışmış birisi olarak duruyorum aynanın karşısına.Duranın ben olmadığımı fark ediyorum.O bir baba.
Sorumlulukları önde duran bende ayrılık bu kadar hüzün taşımazdı.
Yeni şeyler öğrenmem ,inanç ve insanlığa hazırlanmam işinden önce içinde biriktirme düşüncen duygularıma karışıyor.(Ağlamayan gözün gördüğünden hayır gelmezmiş.)Erkekler ağlar mı bilmiyorum ama babalar ağlar galiba.
Her zaman her yerde öğrenme ve yenilenme olsa da şiarınız çocuk oluşunuz içimdengitmiyor.
Hani biraz bebektiniz ,yedikleriniz benimde mideme iner derdim siz de yerdiniz (anladım ki şimdi yemedikleriniz boğazıma diziliyor kuzum marketten kabuklu ceviz alacaktım alamadım seninle kıramayacağım diye.)
Hani birazda Sezen Aksu şarkısı uyarladık.” Kendimden kaçak,yarim keskin bıçak ,nerde bende o yürek ,çocuklarımdan cayacak.”Bir kez daha mırıldanıyorum o şarkımızı sende duy diye.
Galiba bende büyümüşüm.
Galiba ben bir babayım iyi ki babanım iyi ki varsın kuzum.