SİYASİLERDEN İYİ ÖRNEKLER, KÖTÜ ÖRNEKLER

Abone Ol

Halkla ilişkiler ve iletişim konusunda birkaç örnek paylaşacağım gündemden bugün?

Birinci örnek?

Çıkardığı Türk Sanat Müziği albümü: ?Ey Şuhi Sertabla? dikkatleri üzerine çeken ünlü şarkıcı Sertap Erenerin bir gece yarısı telefonu çalar.


Telefondaki ses: Sertab Hanım, Sayın Başbakanımız sizinle görüşmek istiyor der. Arkasından da telefonda Recep Tayyip Erdoğan?ın sesi duyulur.

Önce geç saatte aradığı için özür diler Başbakan. Eşi Emine Hanımla yeni konuta gelmişlerdir. Birlikte Sertap Erenerin yeni albümünü dinlemişler ve çok beğenmişler. Sadece tebriklerini sunmak için aramışlar.

Sertab Erener bir gazeteciye yaptığı açıklamaya göre; şaşkınlık ve heyecan içinde tam olarak ne dediğini bile hatırlamıyormuş. Ama bu hiç beklemediği tebrik ve övgü telefonu çok hoşuna gitmiş. Günlerce etkisinden kurtulamamış.

Müzik dinleyip, sevdiği sanatçıyı sürpriz yaparak arayan bir siyasetçi?

Başbakan Erdoğan Refah partisi yıllarından beri, bu tür sürpriz halkla ilişkilere çok önem veriyor. Siyaset, iletişim, Basın ve Halkla ilişkiler konularında rahmetli Erbakan Hocanın talebesi olduğunu biliyoruz Başbakan Erdoğan?ın?

İletişim ve halkla ilişkiler konusunda, Milletvekillerine, Belediye Başkanlarına, Halk ile muhatap olan herkese örnek olabilecek bir yaklaşım?

İkinci örnek?

Artvin?e giden Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, Geceyi Çayeli Öğretmenevinde geçirir. Bakan Hayati Yazıcı, sabahleyin özel bir ziyaret yapacağını belirterek yola çıkar.

Yolda konvoyu durduran Bakan Yazıcı, kendisine eşlik eden koruma ekiplerini geri çevirir. Makam aracına sivil plaka taktırır. Yolu kesen korumalar, gazetecilerin takibini de engeller.

Gizli ziyaretin nedeni daha sonra anlaşılır. Bakan Yazıcının, sınır geçişlerinde zamanzaman sıkıntılar yaşanan Artvinin Hopa ilçesindeki Sarp Sınır Kapısına baskın düzenlediği ortaya çıkar.

Araçla gümrük sahasına giren Bakan Yazıcı, kapıları açarak odalara girer. Vatandaşla ilgilenmesi gerekirken, bilgisayarda oyun oynayan bir memuru yakalar.

Karşısında Bakanı görünce şaşıran memur, aceleyle bilgisayardaki oyunu kapatmaya çalışır. Memura, Ne yapıyorsun sen, oyun mu oynuyorsun? diye sert çıkan Yazıcı, odaları gezmeye devam eder.

Müdür odasında gördüğü bir çocuğa Oğlum, sen mi bakıyorsun buraya? Annen nerede? diye sorar.

Daha sonra TIR şoförleri ve yolcularla görüşen Bakan Yazıcı, sıkıntılarla ilgili notlar alır.

Gümrük kapısındaki mağazayı dolaşan Bakan Yazıcı, yabancı çay bulunduğunu, ÇAYKUR çayı satılmadığını görünce görevli memura, Buraya bir daha geldiğimde ÇAYKUR çayı göreceğim diye çıkışır.

Daha sonra katıldığı iftar yemeğinde tencerenin başına geçen ve kepçeyle yemek dağıtan Yazıcı, yemek verdiği vatandaşın, Suyundan da koy uyarısı üzerine vatandaş ile şakalaşır.

Bu uygulamaya Osmanlı?da tebdil-i kıyafet denirdi. Yetkili kim ise kılık kıyafet değiştirerek halkın arasına karışır ve sorunları tespit ederdi. Bu uygulamaya devletin her alanında ihtiyaç var. Bakan Yazıcı?nın uygulaması, halkın işini üzerine alan tüm yetkililere örnek olmalı.

Bakan, milletvekili ya da Belediye Başkanı, sokağa makam aracından bakmamalı sadece? Ekibini koltuğundan, oturduğu yerden görmemeli sadece. Sorumlu olduğu alana,birime bu tür çıkarmalar yapmalı.


Kötü örneklere bakalım şimdi de?

Birinci örnek?

Bursa Gürsu Belediye Başkanı Orhan Özcü, ikinci kez seçilerek belediye başkanlık koltuğuna oturduğunda kadrosunda bazı değişiklikler yapar.


Selahattin Turan isimli personelini Özel Kalem Müdürlüğü görevine getirir. Özel kalem müdürü kısa sürede çalışkanlığı ile Başkan Özcü?nün gözde elemanı olur.

Ancak son ilçe kongresinde olan olur.

Başkan Özcü, genel merkeze ve il yönetimine rağmen başka bir adayı destekler. O arada Özel Kalem Müdürü Selahattin Turan?ın da kongre çalışmalarında il başkanı Sedat Yalçın ve ekibine destek verdiği konuşulur.

Başkan Özcü?nün adayı kongreyi kaybeder. Başkan özcü mağlubiyetin hıncını özel kalem müdüründen alır. Kongre sonrasında ilk iş personel Selahattin Turan?ın görev yeri değiştirilir.

İddialara göre odasına kamera konulur, yaptığı telefon görüşmeleri bile kayıt altına alınır.

Yetmez Özel kalem müdürüne, Başkanın talimatı ile Erzurum-Şenkaya?ya geçici görevlendirme yapılır ve Erzurum?a gitmesi istenir.

Belediye Başkanları için kötü bir örnek? Gürsu Belediye Başkanı Orhan Özcü, siyaseten de yanlış yapıyor, prosedür olarak da yanlış yapıyor. Yürütmeyi durdurma davası mahkemede devam ediyor.

İkinci örnek?

Tokat Belediye Başkan Yardımcısı Sefer Bayın, Belediye Başkanı Adnan Çiçek ile 2009 yılında bir parkın yapımı konusunda görüş ayrılılığı yaşar.

O günden itibaren ikili arasında sorunlar başlar. Başkan yavaş yavaş yardımcısı Sefer Bayın?ın görevlerini üzerinden alır, pasifleştirir.

Başkan Yardımcısı, 3 yıldır bomboş oturuyor ve 4 bin 295 lira maaş alıyor.

Yaşanan olayların ardından görevinde bir değişiklik olmadan boş oturmaya devam eden, Başkan Yardımcısı Sefer Bayın?ın, bu ay maaşına 315 TL de zam yapılmış.

Diyor ki: ? Şimdi buradan belediye başkanımız sayın Adnan Çiçek beye sesleniyorum. Çalıştırılmadan bir insana hangi hakla, hangi hukukla, hangi adaletsizlikle maaş veriyorsun. Çalıştırmama gerekçen nedir? Yine söylüyorum ben maaşı ve zammı, bunu hak etmeden alıyorum, üzülüyorum.? Ve Başkanını mahkemeye verir.

Demem odur ki; Belediye Başkanları bu tür kavgalar, hırslar ve hesaplar içine girmemeli. Bütün enerjisini şehrine hizmet etmek için sarf etmeli.

Ayrıca, ne partisi, ne partilisi, ne milletvekili, ne personeli, ne basın mensubu ne de bir başkası, şehrine hizmet etmekle sorumlu olan Başkanı, bu tür boş kavgaların ve küçük hesapların içine çekmeye çalışmamalı.

İsmini istismar edilmesin diye vermiyorum.Bir gazeteci abimizin, gazetesinde 18.07.2011 tarihinde yayınlanan bir yazısından alıntı ile bitirelim yazımızı:

?Bazı insanlar, işlerin normal yürüdüğünü gördüğünde, hele de işin başında kendileri olmayınca mutlaka bir yerlerden işe çomak sokmaya çalışırlar??

?Fırsatını yakaladıkça ufacık bir söylentiyi bile, birilerinin hatırını yapmak, birilerine hoş görünmek için, ?Öküzün altında buzağı arar? misali abartıp, nefislerini tatmin etmek adına ganimet peşinde koşarlar?.?

?İnegöl?de son günlerde böyle insanların sahne aldığı, bir şeyleri kaşıdıkları veya birilerinin talimatıyla şimdilik bir kısım yoklamalar çekildiği gözleniyor.?

?Öncelikle şunu vurgulamalıyım ki, Milletvekili, Belediye Başkanı ve İlçe Başkanı ayrı kulvarlarda koşarlarsa veya ikisi bir olup, bir diğerini dışlayarak siyaset hesapları yaparlarsa, bu hesaptan hem kendileri ve hem de İnegöl zararlı çıkar.?

?Belediye Başkanlığı seçimlerine iki yıldan fazla bir zaman varken, şimdiden suni kaos yaratarak, Belediye Başkanlığı ile ilgili adayları konuşmak, İnegöl için çalışan insanların, çalışmalarını veya programlarını kösteklemekten, onların hizmet etme aşkı ve şevkini kırmaktan öte kimseye bir şey kazandırmaz.?

?Bizim yapacağımız tek şey, Milletvekili, Belediye Başkanı ve İlçe Başkanı üçlüsünü bir arada tutup, İnegöl?ü tek parti iktidarının nimetlerinden faydalandırmak olmalıdır.Tırnak sürterek kavga çıkarmak, huzursuzluk yaratmak isteği, İnegöl?e ve İnegöl?de yaşayan herkese ihanettir.?

?Birilerini birilerine şikayet ederek veya ortalığı karıştırarak, adeta ?durgun suda sandalı sallayarak dalga yaratmak? hiç kimseye bir şey kazandırmaz. Kendi küçük akıllarınca İnegöl siyasetine yön vermeye kalkanlar, İnegöl?ü sevmenin ve İnegöllü olmanın, İnegöl?e ve İnegöllülere daha çok hizmet edebilmek olduğunu bilmelidirler??


Bu tespitlere aynen katılıyorum?