Zatına layık şekilde Hamdu Sena Allah'a, sınırsız salat ve selam Yüce Resulullah'a

İnsanoğlu gerek kendi varlığı gerekse kainat üzerine sorular sormuş; anlam arayışına girmiştir. Düşünen akıllı varlıklar olarak hayatı üzerine cevaplar bulmaya çalışmıştır. İnsanların iki yüzlülüğü, savaşları, kötülükleri, sahtekarlığı gibi sebeplerle çoğu zaman hak ve adalet üzerine kendisini karamsarlığa düşürür.

İnsanlar zulümle, dünyanın debbesine kendi kaptırır. Zulümlerini kimi zaman idealist düşüncelerine, dinlerine, iktidarlarına da dayandırır.

Kişi hayatını anlamlandırırken eğer egosuna dönük beklentiler geliştirir ve bu yönde yaşamını şekillendirirse önce kendisine zulmetmiş olur. Egosu ya da nefsiyle hareket etmiş olacak, başkalarına yaptıklarını hep haklı görecektir.

Egosuna bağlı insan kendi aklıyla hareket ettiğini zanneder ve bu zannı onu zulme götürür.

Mesela akıl derki elma yemelisin, bilim derki elmada A, B6, C ve K vitaminleri var, yemelisin! Sen yemeyeceğim dersen aklınla hareket etmiş olmazsın. Bu egodur. Ego insanın nefsidir.

Egoyla başlayan süreç insanı kötülüklere mahkum etmeye kadar götürür.

Peki insanın bozulmadığı, herkesin sevip ortak bir akılla masum gördüğü insanlar kimdir?

Bebekler ve küçük çocuklar değil mi?

Onlara bakarak bozulmamış insan tipini görebiliriz.

Okulların yeni açıldığı bu günlerde okul bahçelerinde özellikle birinci sınıf öğrencilerine bakınız. Öğretmenlerine sevgiyle bağlı, onun ellerini bırakmayan, gözleri ışıl ışıl parlayan çocuklar.. masumiyet timsali küçük insanlar..

Çocuklar sevilmek ve sevmek için varlar. İnsanlar bu sevgi bağıyla yaratılmışlardır. İsteyen sevgi için yaratılmış desin isteyen sevgi için varlar desin. Bizim şu dünyadaki varlık sebebimiz işte bu sevgiyle ilgilidir. İnsanoğlu sevmek ve sevilmek için yaratılmıştır.

Onu zalim yapan egosu veya nefsidir.

Zalimlerin zulümleri sevgisizlikleri sebebiyledir.

Egosuna uyan kendini sever, dünyayı sever, şöhreti, parayı sever.

Ruhuna, vicdanına, Hakk'a dönen kendini değil başkasının derdini çözmeyi sever. Rabbini sever, Peygamberinin yolunda olmayı sever/seçer, mütevazılığı ve kardeşliği sever.

Dünyayı seven ona düşkün ve duçar olur.

Her işinde gönülden olmayı, gönle girmeyi sever.

Gönülle iş yapmayı seven sevgiyle yaşamayı bilendir.

Muhabbetle selamlar