Merhabalar;Yazımıza geçen haftaki kaldığımız yerden devam edelim, bu hafta Mekke ve Cidde şehirleri ile sizlerleyim.

Mekke, hac vazifesini yerine getirmek için dünyadaki tüm Müslümanların en çok ziyaret ettiği şehirdir. Başta Kabe (tüm müslümanların kıblesi) sonrasında Hz.Muhammed'in bu şehirde doğması (doğduğu evin burada bulunması şu an Mekke Kütüphanesi olarak kullanılmaktadır), Nur dağı Hira Mağarası(Kuran-ı kerim burada inmeye başlar),Sevr dağı(Hz.Muhammed'in Mekke'den Medine'ye hicret ederken Hz. Ebubekir ile birlikte müşriklerden gizlendikleri ve üç gün süreyle kaldıkları mağara),modern mimari örneği Zemzem Towers(Osmanlıdan kalan Ecyad Kalesinin yıkılarak üzerine yapılan lüks otel-alışveriş merkezi) ve zemzem suyu...

Mekke şehrinde tam 11 gün geçirdim, Mekke şehri Kabe'nin orada bulunmasından dolayı dünyadaki tüm Müslümanlar tarafından ziyaretçi akınına uğrar,bu şehir her zaman böyle midir bilmiyorum ama çok kalabalık bir şehir,insan burada kaybolur ama belki de burada kaybolmak burayı keşfetmek için güzel bir fırsat olabilir,ben gezdiğim şehirlerde genellikle kaybolmayı severim çünkü genelde amacım turistik yerlerin dışında o şehirdeki insanlar nerede yaşar o şehirdeki insanlar nerede yemek yer ,nerede gezer alış veriş yapar oraları keşfetmek isterim. Mekke'de bunu çok yaptığımı söyleyemem çünkü Kabe de daha çok harcamak istemedim. Katıldığımız turunda belirli programlarına uyunca öyle bir Avrupa şehirlerinde kaybolduğum gibi burada kaybolamadım. Medine'den Mekke'ye 5-6 saat otobüs yolculuğu yaptıktan sonra ulaştım. Medine'den çıkmadan ihramlarımızı giymiştim. Artık ihramlarımızla yolculuk yapıyordum. Mekke'ye girişte Hz.Ayşe camiinde namazımızı kıldık,giymeyen arkadaşlar ihram kıyafetlerini giydiler ve Mekke şehrine giriş yaptık. Mekke'ye ilk vardığımızda yine akşam olmuştu, ilk önce hemen otelimize yerleştik otelimiz Mekke'de genellikle Türklerin kaldığı Şişe mahallesindeki Fatih Plaza oteldi, otel odamıza hızlı bir şekilde eşyalarımızı koyup hemen Kabe'ye doğru yolculuğa çıktık. Yatsı namazı sonrasıydı. Kabe'yi ilk görüşüm, heyecanım,insan seli,'lebbeyk allahümme lebbeyk' sesleri, inanılmaz bir atmosfer...Şu an yine orada olmak vardı. Hemen 2 rekat şükür namazı kıldığı hatırlıyorum. Sonrasında ibadetimizi yaptıktan sonra otelimize döndük. Mekke'den Medine'ye otobüs yolculuğu ile gelmiştik ve bu biraz bizleri yormuş olacak ki otelimize vardığımızda hemen uyuduğumu hatırlıyorum. Mekke'de ikinci gün, özellikle peygamberimizin doğduğu evin yanından geçerek inceleme fırsatı buldum, şu an Mekke Kütüphanesi olarak kullanılan bu ev, Kabe ile Kral'ın sarayı arasındaydı. Hatta kralın eski sarayı diyebilirim. Benim gittiğim yılda hem Kralın sarayında hem de Kabe'de inşaat çalışmaları vardı, kralın sarayında restorasyon yapılıyor Kabe'de ise genişletme çalışmaları vardı. Günümüzde ise Kabe'nin çevresinde genişletme çalışmaları tamamlandı ve kapasite arttırıldı. Mescid-i haram-ı çevreleyen duvarlarda 19 kapı bulunmaktadır. Kapılar güney, doğu, batı ve kuzey yönlerindedir. Bu kapılardan Kabe'ye girişler yapılmaktadır.

KABE'Yİ BOL BOL TAVAF ETMEK

Kabe'de en çok yapılması gereken şey ibadettir. Kabe'yi bol bol tavaf etmek, günahlardan arınmak için büyük bir fırsattır, zaten Allahın evinde ibadetten güzel ne yapılabilir,tabi arta kalan zamanlarda özellikle tüm dikkatleri üzerine çeken Zemzem Towers'u gezdik. Malum Osmanlı eseri olan Ecyad Kalesi yıkılarak yerine devasa bir yapıt olarak inşa edilen bu bina, özellikle yüksekliği ve saat kulesi ile dikkat çekiyor. Bence bu binanın en güzel avantajı Mekke'nin çoğu yerinden görülüyor olması böylelikle Kabe'ye ulaşım daha da kolaylaşıyor. İçerisinde ne var derseniz, bir çok lüks otel ve ürün fiyatları çok yüksek olan alışveriş merkezleri bulunuyor. Yani anlayacağınız çok lüks bir yer.

NUR DAĞI

Mekke'de bir sabah Nur dağı Hira mağarasına gittim, sıcaktan dolayı buraya giderken sabah çok erken saatte gidiliyor dağa tırmanış patika yoldan yaklaşık 1 saati aşıyor, Mekke'deki her yer gibi burası da çok kalabalık oluyor. İnsanlar akın akın buraya geliyorlar. Buraya çıkışta dikkat etmemiz gereken önemli şey eşyalarımıza sahip çıkmak çünkü bu dağ yolunda yaşayan maymunlar sizden korkmuyor ve genellikle insanlar yanlarında getirdikleri muz ve su gibi yiyecek ve içecekleri bu hayvanlara uzatıyorlar onlarda hemen yanınıza sokuluyor, elleri çabuk olduğu için bazıları bir eşyanızı alabilirler, dikkatli olmanızda yarar var. Çok şükür gitmeden bu uyarıları dikkate aldığımız için bir sorun yaşamadık. Daha sonraki bir gün Sevr dağına çıktım buraya da çıkış ve iniş yaklaşık bir saati aşkın sürüyordu. Dağa çıktığımızda mağaraların olduğu kısıma gittim, dağdaki mağara duvarları gül kokuyor. Buradan kuşbakışı Mekke şehrini görebilirsiniz. İnsanlarla muhabbet etmeyi çok seven biri olarak iniş yolunda Hindistanlı bir Müslüman kardeşimizle muhabbet sohbet ederek zamanın nasıl geçtiğini anlamadan indim. Şunu da söylemeden edemeyeceğim bu dağlara tırmanışlarda yanınızda bol miktarda su bulundurmayı ihmal etmeyiniz. Hatta hızlı enerji sağlayan gıda ve içeceklerinde çok faydası olabilir.

Burada Kabe'nin köşesindeki hacerü'l esved taşından bahsetmeden geçemeyeceğim, bu kutsal taşa dokunmak ve bu taşı öpmek için binlerce insan sıra olur. Çünkü bu taşa tavafta da selam verilerek geçilir. Peki bu taş neden önemlidir? Bu değerli taş, Hz.İbrahim'e Cebrail tarafından getirilmiştir. Yine bu siyah taşın cennetten geldiğine inanılır. Buradaki bir mucize de Zemzem suyudur, Zemzem suyu hem Medine'de hem Mekke'de bu kutsal mekanların içinde soğutucularda hazır olarak bulunuyordu, buradan suyumuzu içebiliyorduk.

MAHŞER GÜNÜNÜN PROVASI

Gezimizin bir gününü de Arafat dağına ayırmıştık, hemen yine çok kısa bilgi vereyim Arafat dağı, Mekke'ye 25km uzaklıkta bir yerdir , Hz. Muhammed'in veda hutbesini okuduğu yer burasıdır. Yine söylemeden geçemeyeceğim burası da beni çok etkiledi , tepeye çıkınca tüm alanı rahatlıkla görebiliyorsunuz ve bu size huzur veriyor. Belki de Arafat'ın etkileyiciliği, mahşer gününün provası olmasından dolayı olabilir.

Bir sonraki gün Mina dağı şeytan taşlama alanlarına gittik, malum burası hac zamanı şeytan taşlama için açık olduğundan çok fazla kalamadık. Buradaki çadır alanlarını gördüm. Mekke'ye geldikte bir deve sütü içmedik demeyiz. Mekke çöllerinde deve sütümüzü de içtik.

CİDDE

Gelelim Cidde şehrine, Cidde başkent Riyad'dan sonra ikinci büyük şehirdir. Bu şehir kızıl deniz kenarındadır. O yüzden sıcaklığın yanında nem oranı da yüksek olunca diğer şehirlere oranla daha sıcaktır. Mekke Cidde arası yaklaşık 1 saat sürüyor. Cidde'ye gitmek için Zemzem Towers'ın hemen yanından Cidde'ye giden minibüsler var ,onlara binip Cidde şehrine direk gidebiliyorsunuz. Giderken yolda petrol ofisine uğradık, burada petrol ofisleri çok kar getirmediği için atıl yerler olduğunu söylemeden geçemeyeceğim, malum Petrolun litre fiyatı da Türkiye'ye göre çok ucuz. Zaten Arabistandaki araçların motor güçleri çok yüksek ve çoğu araç benzinli tabi ki bunda yakıtın ucuz olması çok etkilidir. Yolculuk esnasında Arabistandaki şoförlerin çok hızlı olduğu dikkatimi çekmişti, ha şimdi ha sonra Allah korusun bir kaza olacak derken, Cidde şehrine girişte ışıklarda minibüs önümüzdeki araca vurdu, öndeki aracın arka tampon kırıldı ve şoförler kendi arasında kısa bir tartışma yaşadılar sonrasında polis çağırmaya gerek duymadan yola devam ettiler. Cidde de minibüs durağında indikten sonra şehir merkezine gitmek için taksiye bindim. Taksici beni şehrin merkezine bıraktı. Burada ilk olarak teknoloji ürünleri satılan bir alışveriş merkezine gittim, teknoloji ürünleri fiyat olarak Türkiye'ye göre biraz daha uygun, genelde burada orijinal ürünlere Dubai malı diyorlar. Çok iyi araştırırsanız uygun fiyatlara güzel şeyler alabilirsiniz. Cidde şehrinin gece ışıklandırması ve geceleri çok hareketli ,kıyı şeridindeki cafe ve restorantlar gece geç saatlere kadar açık. Yine burada Kral Fahd fıskiyesi 312 metreye kadar su püskürtmesiyle dünyanın en yüksek su fıskiyesi olarak dikkati çekiyor. Cidde kızıl denizin kıyısında olmasından dolayı daha hareketli ve gelişmiş bir şehirdi.

AYRILIK VAKTİ

Artık dönüş vakti yaklaşıyordu ve içimi bir hüzün kaplamıştı , burada geçirdiğim 15 gün bana inanılmaz keyif vermişti. Farklı insanlarla tanışma, farklı kültürleri tanıma fırsatım olmuştu. Her güzel şeyin bir zaman sonra bittiği gibi bu güzel gezimizde artık bitiyor. Ayrılık vakitleri zor oluyor. Otelimizden Cidde havaalanına geçtik, buradan İstanbul yaklaşık 3 saat 30 dakika sürdü ve güzel ülkemize vatan topraklarımıza döndük. Suudi Arabistan gezimiz de böylelikle bitmiş oldu.

Bir sonraki yazımda görüşmek ümidiyle kendinize iyi bakın, sağlıcakla kalın.

E-posta; [email protected]

Sosyal medya takip;

www.instagram.com/yoldaki_gezgin/