''Evvel refik bade'l tarik'' diye söylermiş eskiler. Önce yoldaş sonra yol yani. Yoldaşını bulmadan ve bilmeden yola çıkanların ceset ve enkazı ile dolu yollar.

Günümüz anlayışının sığlığından kurtarıp, mananın zaman ötesi lügatinden derlemeli kelimeleri. Ancak o şekilde çıkılır anlamın menziline ulaşma cehdi ile düşülen yola, yollara...

'' Yoldaş; yol arkadaşı ve ortak görüşü benimseyenlerin her biri anlamına geliyor TDK sözlüğünde. Arkadaş, birbirine sevgi ve anlayış gösterenlerin herbiri.'' Önce arkadaşı seçmeli dediklerine göre, yoldan değerli yoldaş dediğin.

Hani deyiverir eskiler, bir coşkunluğun haleti ile; ''Yoluna gurban olduğum.'' Aslında yolun kıymetinden değil bu adayışlar ve feda-yı can kılışlar. Seçilen yoldaşın hatrına yücelir ve anlam kazanır yolun kendisi.

Yol; üzerinde yürüyüp gidilecek bir izden ziyade, çare, tutum ve davranış hatta yöntem, gaye, uğur, maksat anlamlarına geliyormuş. Lakin bunlar lügat-i suri'ye göre tarif edilen anlamlar.

Kişinin tecrübe medresesinde gördüğü tedrisatın tezahürü olacak bir bahaya ancak yardımcı olurlar.

Hakk rızasını kazanıp kemal bulma ümidi ile yola çıkanların içeriden yürüdükleri yola, yolcuya ve yolculuğa ne denir hiç düşündük mü? Taşlıcalı Yahya'nın;

''Deruni aşina ol taşradan bigane sansınlar

Bu bir ziba revişdir akıl ol divane sansınlar''

(Kalp gözü ile görenlerden ol dışardan cahil sansınlar.

Bu güzel bir yoldur akıllı ol deli sansınlar)

Beytinde anlam bulan yol, acaba bizim üzerine zift dökerek teker çevirdiğimiz yolmudur?

Tarikat kelimesi ile ifade edilen insanın anlam ve kemal yolculuğunu, gündelik hayatın içinde cemaat olarak telakki edenlerin zihin dünyası, tefekkür ve akletmeden yoksun soru sorma ve araştırma hasletinden mahrum, merak ve iştiyak letafetinden uzak kalmakta.

Dolayısıyla yola çıkmadan önce yoldaş önemli idi hani !

Yola soru sorabilecek cesareti ruhunda bulanların elinden ilk yoldaş tutar. Soru sormak yol yani.

Sorgulama hasleti, kemal olanı araştırıp ulaşma gayreti ise yoldaş. O yüzden hep refikim şüphe ve merak oldu benim. Bir güzellik gördüysem ahir ömrümde, hep sormaktan ve sorgulamaktandır.

Soruyu eşyaya sorup, eşyanın hakikati kıymetince cevap bulan ve ol cevapta ferdiyetini sırlayanlara selam olsun

''Sordum sarı çiçeğe

Niçin boynun eğridir

Çiçek eydür derviş baba

Özüm hakka doğrudur

Hak La ilahe illellah

Allah La ilahe illellah.''