İnegölspor’da Şaban Yıldırım dönemi bitecek mi merak konusu. Açıkçası çok uzun süreceğini düşünmüyorum.

Taraftarla gelmeyen Yıldırım, taraftarla gitmeyecek; zira kendi ipini kendi çekiyor şu an.

İnegölspor’da bu kadar kötü oyuna rağmen ilk kez teknik adama taraftarlar, basın, yönetim hep birlikte sahip çıktı.

Ligin ikinci yarısından itibaren yürüyen bir takıma ‘Acaba ilk yarıdaki hırs, istek ve arzu tekrar yakalanır mı’ denilerek destek olundu.

Fakat, bu desteğin de bir sonu vardı. Pazar günü yaşananlar bardakta taşan son damlaydı.

Yönetim teknik adamın arkasında. Devam edeceğiz diyor. Takdiridir. Kendi getirdi, gönderirse kendi gönderir.

Ama göndermeyecekse de hocaya bu oyunu sormalı. Haftalardır yaşanan düşüşü sormalı.

90 dakika oyunu bizler gibi izleyen Şaban Yıldırım’ın taraftarlara değil oyuna müdahil etmesi gerektiği hatırlatılmalı.

Yıldırım’ın sadece A planı var. B planı yok ki C’yi, D’yi konuşalım. Oyunun gidişatında hiçbir değişim yok.

Oyunun kilitlendiği anlarda aynı tarz oyuncuları değiştirmekten başka yaptığı bir şey de yok.

Hafta içinde hocaya oyun planında bir değişiklik yapacak mısınız diye sorduk. Taktiksel değil ama oyun tarzında değişim olacak dedi. Biz o değişimi göremedik.

Ankaragücü’nü mağlup ederken de; 4-5 farklı mağlup olacağımız Gümüşhane’yi tek golle geçerken de kötü oynuyoruz, kötü oynayıp kazanmak önemli diye avuttuk kendimizi.

Hepsinde de hoca hatalarımızdan ders çıkaracağız dedi durdu. Artık sözün bittiği yerdeyiz. O hatalardan ders çıkartılmadı.

Şaban Yıldırım tek suçlu değil. Sahada dolaşan ve o formayı hak etmeyen bazı oyuncular da suçlu. Hala ısrar edilen oyuncular var.

Radikal karar zamanı. Ya hocada, ya oyuncularda. Hoca konusunda bu karar alınacaksa vakit geçmeden alınmalı.

Play-Off da elden gittikten sonra bu kararın bir anlamı kalmayacak.