İnegöl, 1299 Yılında Turgut Alp eliyle fetih edilmiş ise de Turgut Alp, İnegöl kasaba merkezine bir "zaviyeli mescid" dışında herhangi bir sosyal tesis kurmamıştır. Geyikli Baba'ya karşı derin bir sempati beslediğinden yüzü daima Bursa cihetine dönük yaşamıştır.

Orhan Gazi ise sosyal tesis olarak Orhan Gazi İnegöl coğrafyasında ilk defa Baba Sultan Köyü'nde bir "zaviyeli cuma mescidi" ve de Geyikli Baba adına bir türbe inşa ettirmiştir.

Yıldırım Beyazıt(1389- 1402), İnegöl'de sosyal hayatı derinden etkileyen ilk sosyal tesisi kuran Osmanlı hükümdarıdır.

Yıldırım Beyazıt, Birinci Kosava Savaşı'nda babası Sultan Birinci Murad (1361-1389) şehit düşünce akıncı beylerinden Evrenus Bey'in önerisi doğrultusunda savaş meydanında dördüncü Osmanlı hükümdarı olarak Osmanlı tahtına geçirilmiştir . Bu sebepten Yıldırım Beyazıt, Amasya sancak beyi olarak Birinci Kosava Savaşı'na katılmış; dördüncü Osmanlı hükümdarı olarak savaş meydanından Bursa' ya geri dönmüştür.

Amasya'dan Kosava Savaşı'na katılmak üzere; Balkan coğrafyasına getirdiği Şadgeldi ailesinden İsa Beyi ve Sungurzade ailesinden Yahşi Beyi, İnegöl coğrafyasında bırakmıştır. Bu iki soylu aileye mensup beylerden İsa Bey'e, İneghöl'e mücavir köylerden İsaören Köyü'nü dirlik olarak tahsis etmiştir. Günü- müzde Yenice Beldesi olarak anılan Çoban karyesini de Sungurzade ailesine mensup Yahşi Bey'e dirlik olarak tahsis etmiştir.

Yapılan bu tahsisler, İnegöl'deki sosyal hayatta yeni bir değişime yol açmıştır. Çünkü 1389 yılına kadar İnegöl coğrafyasındaki sosyal hayat üzerinde etkili olan Turgut Alp'in oğlu İlyas Bey ile Osman Bey'in oğullarından Çoban ve Pazarlu beyler, hakim iken Yıldırım Beyazıt devrinde söz konusu beylerin hakimiyetleri,Bursa coğrafyasına kaydırılmıştır.

Gerçek şu ki Yıldırım Beyazıt, Germiyan- oğlu Süleyman Şah'ın kızı Devlet Hatun ike evlenince İnegöl coğrafyasına daha yakın bir ilgi duymaya başlamıştır. Bu nedenle tarihi ipek yolunun Bursa ayağını oluşturan Ulu Yol 'un başlangıcında yer alan Kurşunlu'da bir "zaviyeli cuma mescidi " yaptırırken İnegöl kasaba merkezine de bir "Cuma camii" ve bir de" hamam" yaptırmıştır.

Böylece; saltanat ve hakimiyet işareti olan "Cuma Camii", İnegöl' de ilk defa Yıldırım Beyazıt tarafından inşa edilerek hizmete sokulmuş ve işletim masraflarını karşılamak üzere de vakıflar tahsis olunmuştur. Açıkça görülüyor ki İnegöl, fetih edildiği 1299 Yılından itibaren 1389 Yılına kadar geçen zaman zarfında "kaza statüsü" kazanamadığından -muhtemelen- İnegöl'de Cuma namazı dahi kılınamamıştır .

İnegöl, "yokuş" tabir edilen İnegöl-höyüğü'nün üzerinde kurulu küçük bir yerleşim alanı olarak hayatiyyeini sürdürmüştür. Bu nedenle İnenegöl'de ikinci mahalle, Yıldırım Beyazıt tarafından inşa ettirilen Cuma Camii etrafında teşekkül etmiştir.İnegöl'ün Böylece; "İnegöl- höyük"ünün dışında başlayan bir mimari yapılaşma ile "Cami-i kebir Mahallesi", ortaya çıkmıştır.

Söz konusu mimari yapılanma sırasında dikkati çeken husus, "hamam", meskun mahallin tam orta yerinde inşa edilirken "Cuma Camii", o zamana göre; meskun mahallin dışında ve de "Diğrihi-Çayırı" istikametinde inşa edilmiştir.

Germiyanoğlu Beyi Süleyman Şah'ın kızı Devlet Hatunu, Kütahya'dan Bursa'ya getiren düğün alayını yöneten komutan da Ankara fatihi Kızıl Muradoğlu Ak Sungur (Paşa)dur. Bu zata da Koçi Köyü'nün / Sungurpaşa Köyü'nün, önce, mülkiyeti verilmiştir. Aksungur, daha sonraki yıllarda buraya bir cami, bir kervansaray ve bir de türbe yaptırarak bu tesislerin işletilmesi için muhtelif vakıflar bırakmıştır.

RECEP AKAKUŞ HOCANIN ESERİNDEN

DÜZENLEYİP YAYINA HAZIRLAYAN

AYHAN BAYRAKTAR