Bir yıl daha son nefeslerini tüketiyordu. Her günü bir nefes sayarsanız, beş altı nefeslik bir ömür kalmıştı. Kimileri için pek bir şey ifade etmiyordu bu... İyiliğin rüzgarı esmiyordu temennilerin ardından. Her geçen gün, bir dertle cebelleş oluyordu karamsar ruhlara. Birilerine vurmak için elle tutulur gözle görülür çok sebep vardı.
Sosyal medya hesaplarında paylaşılanlar, kişilerin kendi görüşlerine uygunsa paylaşım yapıyorlar. Çok paylaşılanların sınıflandırmasına girmeye gerek yok. Lakin benim dikkatimi çeken videoyu anlatmam lazım.
Yeni bir lezzet tatmak ister misiniz deyip plastik tabak içinde kavrulmuş et ikram eden mikrofonlu genç, "nasıl buldunuz, yeni ürünümüzü?" diye sorar. Uzman bir gurme edasıyla damak tadını yoklayan vatandaşın karşısındaki mikrofonlu spiker "Amerika'da üretilmiş yüzde yüz domuz etidir" deyince büyük bir tepkiyle karşılaşır. Ağza alınmayacak sözler sel suları gibi coşar. "Sen bize bunu nasıl yaparsın lan... Oğlum, sen belanı mi arıyorsun vs. vs." Çekim derdi olmasa elinde mikrofonu fırlatıp kaçacak.
"Abi, dur, yanlış anladın. Yediğin domuz eti değil biz tepkinizi ölçmek için böyle sosyal bir deney yaptık" deyivermese kafasına kafasına yiyecek yumruğu. Neyse ki anlaşıyorlar. Kameranın karşısında kendisine bu tepkiyi veren insanlara teşekkürler diyor.
Ve videonun ardından bir ayet yansıyor cep telefonunun camına. "Allah, domuz etini haram kılmıştır."
Bu görselden sonra herkes domuz eti yemekten tiksindi mi sanıyoruz. Ben, biz sanmıyoruz. Çünkü... Çünküsü bin sekiz yüzlere iner. Tanzima Fermanını okutur bizlere. Velhasıl kültürel Müslümanlığımız içinde domuz eti zinhar haramdır, ağzına bile sürülmez. Ama yılbaşı kutlamaları, yani batıla benzemenin hükmü ne olacak?
Modern zamanlardaki en büyük handikapımız/saplantımız bölmeli kafa yapısı. Yani o başka bu başka masalları. Haram denilen her şey haramdır ve bir şeyin haramlığı ancak Allah ve Resulü koyar. Domuz eti haram da şarap helal mi? Yılbaşı kutlamaları adına aklınıza ne geliyorsa gelsin hepsi gözden geçirilmeli.
Milli(!) Piyango yasal ama haram. Haksız kazancın beri bereketi olmaz değil mi? Elinde mikrofon olan genç size bir piyango bileti uzatsa ve büyük ikramiye de çıkma ihtimali yüksek deyiverse.."Lan şerefsiz, biz Müslüman insanlarız. Ne işimiz olur böyle kumar ve şans oyunlarıyla" diyecek yiğit insanlar görebilir miyiz.
Sanırım en büyük gafilliğimiz dinimizi eksik ve yanlışa anlamış olmamızdır. Herkes uyarıyor. Sağır sultan duydu, bunun yasak olduğunu, haram olduğunu. Lakin gün geçtikçe artıyor.
Din, hayatınızdan usulca sıyrılıp gidiyor. Toplumsal alandan bireysel alandan kopup uzaklaşacak. Belki de en kötüsü duyduğu halde duymamış gibi davranmak. Dinimizi kaybedersek her şeyimizi kaybedeceğimizi ne zaman anlayacağız, bilemiyorum. Domuz etine gösterilen psikolojik tepki, kültürel olmaktan çıkıp dini, itikadi olması gerekmez miydi? Gönül dünyamızın hesabını kitabını gözden geçireceğimiz, deruni muhasebe yapacağımız vakitlere yaklaşıyoruz. Bu vakitleri de Hristiyanlık kültürüne kurban vermemek lazım. İzzetimiz, şerefimiz, insanlığımız hep dinimiz İslam'ın kaderiyle doğru orantılıdır. Bizi biz yapan değerleri ardımızda bırakıp ultra modern çağlara yüksek insani değerlerle vasıl olmalıyız.