Ne kadar sıcak olsa da dünya, tir tir titreten bir duvar kenarında kalırım soğuğuyla, sen yoksan yanımda. İnançlar varsa da dünden taşınan yarınlara, bir kayın değil, yüce bilinen annedir, bilirim sensindir hayat veren bana. Buz tutmaya yaklaşırken kesilmeden nefesim, istersen evrenin bir ucunda ben, diğer ucunda sen; eğer layıksam bu lütfa, işte o zaman içimde kaynar hayat suyu. Tekrar tekrar doğarım sevgi ikliminin huzurunda.

Onca ruh arasından kesilmiş şans biletim. Bir mucizedir açmak gözlerimi dünyaya... Nefesim karışınca nefeslere, üçüncü bir dünyayı selamlarım ilk yabancılığın çığlıklarıyla. Belki kimse anlamasa da ayrılışım gözyaşlarıyla, kucaklayan bakışlarına denk gelene kadardır.

Her şey bana, ben de henüz sana yabancıyken ömür defterimiz birleştirilmiş bağışlanan son nefese dek.

Bir ben varım, bir sen; bir biz varız, bir onlar. Herkes arasından beni bir kişiye bağlar, o sensin, ayağına taş değse ağlayacak olur koca dağlar.

Tek hayat sunulur insana, şimdi yarım kaldı sana. Farkında bile olmadan bunca zaman hepsini bana verdin hatta. Hiç şart koşmadın, denize attıklarını bile unuttun zamanla. Bir istesem bini için çabaladın, gölgende biraz daha olgunlaştım her solukta. Hep çıkardın beni, ne vakit bulsan derin kayboluşta. Akıllardan akıl beğendim, yaşamayı öğrendim ben de yavaşça.

Bir başkasına değil, yücelik sana has kılınmış Rahman'dan. Seninle ilk tanışmamızı dünyevi aklımla ben pek hatırlamam. Ama anlattıklarınla bilirim huzurunu. Silinmesi mümkün değil hafızandan. Bir kar tanesi gibi narin ruhun, yaratan korusun seni yaşam sancısından.

Belki kısa hayatım ama uzun senin arkadaşlığın. Saklı bir pusula gibi yolumu gösteren sırdaşlığın... Ne ufak bir şişeye hapsedip okyanuslara salmama gerek kaldı ne birkaç yaprak yazıdan sonra yakıp atmama. Hepsinin saklandığı yer, senin gönül sandığın.

Bilirim hiç düşünmeden feda edersin her bir nefesini; bilirim düşersem eğer kör kuyulara, iner çıkarırsın beni. Hiç korkmadım ben, arkamda seni gördüğüm günden beri.

Yıllar yılı ince ince işledin. Kundaktan çıkarıp yıldızlarla süsledin. Kulağıma ninniler söyledin. Hiç bulunmamış, hep aranmış gizlerin. Yolu cennetedir sırrına erenlerin. Hiç bırakmasın ellerimi, sıcağı yüreğinden gelen ellerin.

Sen olmasan köklerini arayan bir gül gibi kuruyup giderdim hayatın sert sayfaları arasında. Sonsuzun içinde seninle yeniden var olmak yazılsın, bilinmez alemin kuytularında. Güneşi aydınlatan gözlerin solmasın. Hiç asılmasın yüzün, hep gül her yaşamında. Seninle daim olsun mutluluğum, olduğum sürece yaşamakta.

Ve annem, sen ki yeryüzü meleğisin.

Yeri gelince tüm dünyaya karşı, benimlesin.

Merhametinle yücelir, hayatımızı yüceltirsin.

Gülmüyorsa yüzüm, incinirsin.

Ama ne olur hiçbir şey seni üzmeye yetmesin.

ESMANUR SEÇKİN