Corona virüs salgını sebebiyle okulların kapalı olduğu bu dönemde internet üzerinden derslerine abanan bazı liseli gençler sosyal faaliyetlere de katılıp kendilerini farklı açılardan yetiştirip geliştirmeye çalışıyorlardı.

Beş kafadar genç, emek ve gönül birliği yaparak uzun zamandır gidip geldikleri Yedihilal Derneği'nin ödüllü haftalık yarışmalarına katılıyorlardı. Bu şekilde vakitlerini değerlendirmek hoşlarına gidiyor ve eğleniyorlardı. Zaman boşa harcanmayacak kadar değerli bir cevherdi onlar için. Meşguliyet gelmeden önce boş vakitlerinin kıymetini bilip çalışarak geleceğe yatırım yapan gençliğin arasında hissediyorlardı kendilerini.

Yedi Hilal Derneği onların kendi kişiliklerini şahsiyetlerini buluşturduğu bir takım bireysel ve sosyal faaliyetler tertip ediyordu. Bazen YouTube'dan bilgi yarışmaları yapıyor, bazen tüm liselerde kitap okuma çalışmaları düzenliyor, bazen de yaz ve kış kampları tertip edip gençlerin donanım sahibi olmalarına vesile oluyordu. İnsanlığın hizmeti ve Allah rızası için oluşturulmuş böyle birçok güzel vakıf ve dernek vardı gençlerin bildiği bazen de misafir olarak gidip geldiği..

Maalesef bu gençlerin yanında, sayısının oldukça fazla olduğunu bildiğimiz, hem kendi geleceklerini hem de milletin istikbalini dikkate almayan kötü alışkanlıkların zalim ellerinde esir olmuş nesiller de vardı liseli gençler arasında.

YediHilal Derneğine gidip gelen gençler büyüklerinin rehberliğinde güzel ve faydalı çalışmalar yaptığı için kendilerini her hafta farklı bir konu üzerinde buluyorlardı.

Bir defasında muhtaçlara yardım etmek ve bunu belgelemek üzere görev almışlardı. Bu vesileyle mahalle muhtarlığına gitmişler ve çevremizde muhtaç insanların olup olmadığını öğrenmişler güçlerinin yettiği kadar yardım toplayıp onlara takdim etmişlerdi.

Bir sonraki hafta helal gıda üzerine kafa yormuşlar sokakta topladıkları çocuklara helal gıdanın ne kadar önemli olduğunu anlatmışlar; onları zararlı yiyeceklerden sakındırmak üzere kısa kısa konuşmalar yapmışlardı.

Bunları başardıkça kendini mutlu hissediyorlar ve Instagram sayfalarında çektikleri videoların izlendiğini görüyorlardı. Türkiye çapında şimdilik izlenme sayısında önde giden bir grup olmuştu Ali Ulvi Kurucu takımı.

Yedi Hilal Derneği her beş kişilik takım oluşturup, örnek alınacak milli manevi değerlerde öncülük edenlerin isimlerini tercih etmelerini tavsiye ediyordu. Beş kişilik takım ayrıca ismini sahiplendiği kişinin de hayatını yakından öğreniyor kendilerine adeta örnek alıyorlardı.

Bir hafta sonu Kudüs ile alakalı etkinlik yapacaklar bunu belgeleyeceklerdi.

Ali Ulvi Kurucu takımı bir araya geldi. Birçok proje üzerinde kafa yordu. En sonunda ellerindeki imkanlar ile Kudüs'ü anlatan çok etkileyici bir internet sitesi kurmaya karar verdiler. Gayretleri ve çabalarına hayran olmamak mümkün değildi. Hak ettikleri başarı takdir etmeye değer olduğu kadar gayretleri de göz kamaştırıyordu. Instagram sayfasında oldukça fazla beğeni toplaması onları Bosna Hersek gezisine biraz daha yaklaştırıyordu.

Ne güzel olurdu 5 arkadaş Bosna diyarında Anadolu topraklarında gezermiş gibi gezecek, çeşmelerden sular içecek, Fatih Sultan Mehmet zamanından kalma imaretleri görecek, Aliya Izzetbegoviç'in kabrini ziyaret edecek ve Avrupa'nın zulmüne gözleriyle şahitlik edeceklerdi.

İşte bu Beş Kafadar yani Ali Ulvi Kurucu takımı son olarak manevi değerleri dile getirdikleri bir ezgi çalışması yaptılar. Sözlerini birlikte yazdılar; gitar, bağlama ve def eşliğinde birlikte terennüm ettiler. Farklı mekanlarda çekimlerde bulundular. İlk çalışmaları ve imkanların dar olmasına rağmen güzel bir başarıya imza attılar.

YediHilal böyle güzel çalışmalar yaparak salgın döneminde gençlerimizi, milli kültüre yöneltmeleri, insanlığa faydalı olacak gayretlere rehberlik etmeleriyle geleceğimiz hakkında bizi umutlandırıyor.

Gençlerin başarısını canı gönülden destekliyor, samimi gayretlerini devam etmesini diliyor, rehberlik yapanların ecirlerini Allah'ın vermesini niyaz ediyorum.