Yaşlı adam sabah kalktığında kulübesinin yarıya kadar karla kaplandığını görünce üzülür ve yağan kara sitem eder. Yaşlı adam ile kar arasında şu konuşma geçer.
-"Ey kar! Benim yaşlı ve kimsesiz olduğumu biliyorsun. Neden yağmadan önce bana haber vermedin? Şimdi ne yapacağım ben? Yiyeceğim ve yakacağım yok. Ne olacak benim halim?"
Kar cevap verir:
-"Ben sana önceden haber verdim, ama sen anlamadın. Şöyle ki; ilk önce rüzgar oldum yaprakları döktüm bu benim geleceğimin habercisiydi. Ama sen anlamadın. Daha sonra anlaman için yağmur oldum. Bu da benim geleceğimin habercisiydi. Ondan sonra havayı soğuttum, sen yine kavramadın. Son uyarı olarak ta karşıdaki dağlara yağdım. Ama sen bütün bunlara rağmen tedbir almadın. Ve sonunda kulübenin önüne yağmak zorunda kaldım.
Yaşlı adam boynunu büker ve "haklısın" demekten başka bir söz bulamaz.
15 Temmuz darbe girişiminden sonra yakalanan paralel gazeteciler, akademisyenler, memurlar v.s. "biz bunların böyle olduklarını bilmiyorduk " şeklindeki ifadelerini haberlerde izleyince hep bu hikaye aklıma gelir. Çünkü 15 Temmuz Fetö darbesi olmadan önce bunların ne olduğuna dair çok belirtiler geldi geçti.
Birkaç örnek:
1-SORU ÇALMALAR: Bizler, Yüce Allah'ın bir çok günahı af edeciğini ancak kul hakkını affetmeyeceğini biliyoruz. Nasıl oluyor da din adına yola çıkan bir cemaat kul hakkına giriyor. Fetö ya bağlı olmayan vatandaşlarımız gece gündüz başta KPSS olmak üzere Askeri Lise v.b.birçok sınava hazırlanırken, Fetö ya bağlı olanlara aynı gece gelen cevaplar onlara tam puan almalarını sağlıyordu. Bu durum bile bu insanların ne kadar sahtekar olduklarını göstermiyor mu?

2-TECESSÜS(Dinlemeler):Kur'an'da Hücurat suresinde (12.Ayet) Yüce Rabbimiz Tecessüsü yani başka insanları gizli gizli dinlemeyi (telefonlar),onların mahrem hallerini ifşa etmeyi (kasetler) haram kılarken nasıl oluyor da kendilerine Müslüman'ım diyenler bunu yaptılar?

3-NEREYE GİTTİĞİ BELLİ OLMAYAN HİMMET PARALARI: FETÖ bağlıları toplantılar düzenleyerek, yemek ziyafetleri vererek bu toplantıların sonunda açık artırmaya benzer rakamlarla para topluyorlardı. O toplantıya katılanların bir kısmının gücü yetmediği halde orada mahcup olmamak için arabasını sattıklarını ve borca girdiklerini herkes biliyordur. Toplanan kurban paraları, bağışlar, burslar, Peygambere kurban (ki böyle bir ibadet fıkıhta yoktur) v.b adlar altında toplanan bu paralar nereye gidiyordu?

4-HER İŞLERİNDE PEYGAMBERİMİZİ ALET ETTİLER: Fetöcuların başta gelen en önemli özelliklerinden biriside her işlerinde Sevgili Peygamberimizi (sav) kullanmalarıydı. Fetullah Gülenin Peygamberimizle dolaştığını, inşaat için arsa baktıklarını, yardım edenlerin evlerini ziyaret ettiklerini, yardım edenlerin listesini Fetullah Gülenin Peygamberimize ilettiğini, Peygamberimizin Türkçe müzik olimpiyatlarında stadyumda görüldüğünü,"twitterleri katlayın" emirlerini verdiğini v.b. hurafeleri onların sözde ciddi insanlarından duymayan yoktur. Onlara aldananlara soruyoruz: Bu hurafeler bile sizi uyandırmaya yetmedi mi?

5-MİT TIRLARI,17-25 ARALIK YARGI DARBESİ: Mit Tırlarının durdurulup aranması da bir çeşit darbeydi. Türkiye'yi Dünyaya terörist devlet ilan etme girişimiydi.17-25 Aralıkta Yargı eliyle hükümeti düşürüp yerine kendilerinin gelmek isteyişi de başka bir darbe çeşidiydi Bu denemeler de başarılı olamayınca son ve öldürücü darbeyi 15 Temmuzda vurmak istediler.
Fetöcuların hesaba katmadığı bir şey vardı. Allah'ın yardımı ve bu büyük milletin cesareti.
Ve yine mevcut kafalarıyla hesaba katacaklarını hiç zannetmediğim şu gerçeği de hesaba katmadılar:"İradesi alınan insanlar, halkın iradesine darbe vuramaz"