Artık sadece "çalışma" kelimesine odaklanacağız. Çalışma yapıyor muyuz, yapmıyor muyuz? Buna bakılacak. Gerisi çok önemli değil.
Ne demek oluyor bu?
Sonuç odaklı değil, süreç odaklı düşüneceğiz artık. İnsanı ve gayretini rakamlardan ibaret görmeyeceğiz, demek bu. İşin sonunda varılacak noktaya kilitlenmek; niyet ve başlamak ile geçilen süreç nazarı dikkatten kaçıyor. Son, bitişle ilgilidir. Sonra yeni bir başlangıç başlıyor. Bu döngü insanı öğüttü ve posasını orta yere serdi.
Neden bunları yazıyorum? Çünkü derdim var. Her okuldan bir öğretmen arkadaşın katıldığı o güzel tatlı sohbet ortamında İmam Hatiplileri değerlendirirken aklımıza düştü bu fikir. Gerçi bir an zihnimizde parlayan bir ışık değildi bu.
Fen Lisesi ve Zeki Konukoğlu Anadolu Lisesi öğrencileri üzerinden fikir yürütünce vardığımız nokta bizi böyle düşündürdü. İnegöl'ün iyi beyinleri bu okullara gidiyor, sınavda başarısı düşük öğrenci meslek liselerine kalıyor. Özelde İmam Hatiplere gelen bu öğrencilerin puanı düşük olunca meslek liselerin öğrenci profili meydana çıkıyor.
"Başarı" kelimesine gıcık oluyorum artık. Örnek vermek gerekirse şu malum örnek derdimizi anlatmaya yeter. "Bari Din Dersinden 5 alsaydın." "Din dersi, hiç zayıf olur mu?" gibi genellemeleri hepimiz biliriz. "Zaten Müslüman olduğu için 50 puanı hak ediyor" gibi itirazları da duyarız velilerden. "Çocukları böyle düşük puanlarla dinden soğutmayalım" cümlesiyle işin boyutlarını ve ciddiyetlerini de eklemiş olalım. Bu yaklaşım sonuç odaklı bir yaklaşımdır.
Biz de, şöyle cevap versek böyle düşünen idareci ve velilere. "Kardeşim bu öğrenci bir sure ezberlemiş mi Kur'an'dan? Beş vakit namaz kılıyor mu? Harçlığının bir kısmını sadaka niyetine vermiş mi? Kur'an-ı Kerim'i belli zamanlar da okuyor mu? Efendimiz (sav)'in hayatını tanıyor ve hayatını yönlendiren kaç tane hadis-i şerifi biliyor mu? Yemek yerken besmele ile başlıyor mu? Sıkışık durumda bile dürüstçe davranıyor mu? Niyetini hayır üzere kurup akıbetin hayrını diliyor mu? Fizik, kimya ve matematik derslerinin problemlerini çözerken Rahman'ın kudret eserlerinin sırları ile meşgul olduğunu biliyor mu?
İşte bunlar, süreçle ilgili soruların bir kaçı. Karnesine Din Dersinin 5 olması onu dindar kılmıyor. Zaten tüm bu sayılanın sevabını Allah verecek. İşte başarının göstergesi rakam yerine Allah'ın rızasını kavrayacak bir yolculuktur bahsettiğimiz. Altını çizdiğimiz konu "çalışıyor" olmak. İşin esası yolda olmak, yolcu olduğunu bilmektir.
Vaktin hakkını vermek, olayları hissetmek, doya doya yaşamak. "Ağır ağır çıkacaksın bu merdivenlerden..." Çalışacaksın, çalışacaksın. Doğru çalışma, içerik ve yöntem bakımından isabetli davranma olduktan sonra "başarı" senin köpeğin olsun. Tut yularından çek, peşinden gelsin.
Başarıyı ve başarıları değil, çalışanları ve çalışmış olmayı konuşalım. Çalışıp da başarılı olamayanları küstürmeyelim. Cahilliğin ve başarısızlığın ardına gizlenmiş tembelliğe lanet okuyalım. Tembellerin sevilmediğini beyan edelim. Bizi hedefimiz konusunda çalışmadan alıkoyan her meşguliyetin tembellik olduğunu vurgulayalım.
Az çalışana az başarı, çok çalışana çok başarı. Aynı şey demeyelim. Çünkü aynı şey değil. "Sen güneşi önüne al, gölgen istersen ardından gelmesin" der bir özlü söz. Allah; "İnsana ancak çalıştığının karşılığı vardır."(Necm, 53/39)" buyuruyor.
Fen Liselerinde edebiyat dersi, rahat rahat işlenemiyor. Çünkü onlar sayısalcı. Uzun yıllar sayısalcı öğrencilere edebiyat dersi veren biri olarak bir mucize gerçekleştiriyoruz. Öğrencilere matematik soruları çözerken edebiyat dersi yapıyoruz. Başını kaldırıp da kulak kabartırlarsa Cumhuriyet edebiyatından güncele sarkan cümleler yankısını buluyor vicdanlarda. Buna seviniyorum doğrusu.
Öğrencileri bu hale getiren büyük suçluyu "yani sistemi" bir yakalasak da ağzını burnunu kırıversek. Koskoca delikanlıları ne hale getirdi. Taşı sıksalar suyunu çıkaracak gençler: "Bunlar hayatımızda ne işe yarayacak?" engelini aşamıyorlar.
Çalışmaktır önemli olan. Çalışırken eğlenen, eğlenirken çalışan öğrencilerimizi görmek istiyoruz.
Kim gösterecek onlara bunları: fikri hür, vicdanı hür, cüzdanı hür öğretmenler tabii. Her mesleğin kıymetini teslim eden öğretmenlerin hikmetli rehberler olmalarını bekliyorum. Umarım yanlış durak değildir burası.