"Doğru batılılaşma ifadesi yerine kendileşmek, kendimizden vazgeçmemek ama çağın gerektiğini de yapabilmek desek anlamlı olur mu?" (Bir öğrenci) Çağın adını biz koysak, diğer ülkelere Türkleşmek tabirini kazandırabilir miyiz? (Bir öğrenci) Batılılaşma, "teknoloji" anlamında mı? Yoksa tutum ve davranış sahasında mı? (Bir öğrenci)

Batılılar, batılılaşamaz ama insanlaşabilirler diye düşünmek düşünülmesi gereken bir nokta mıdır?(Bir öğrenci) Yeni geleneklerimiz olabilir mi? Modern geleneklerin icadını nasıl başarabiliriz?(Bir öğrenci) Modernizm, batının gelişmiş haline verilen bir isim midir? Batı, batılılaşabilir mi? Gelenek, yeni yazımlımlara açık olamaz mı?(Bir öğrenci)

Ancak doğulular batılılaşabilir. Çünkü batılı sadece gelişir, gelişme gösterir(!) Doğululaşamaz mı? (Bir öğrenci) Bir şeyin farklı olduğunu söylemek geri kalmışlığını mı anlatır? Neden batılılaşma ilericilik olarak algılanır. (Bir öğrenci) Vazgeçemiyoruz galiba... Hem öyle hem böyle olmak istiyoruz. Fakat bunu kim kabul eder? Doğu mu? Batı mı?(Bir öğrenci)

Doğulu bir tutum, batılı bir davranışa nasıl monte edilebilir? Batılaşmak, teknolojiyi kullanmak mıdır sadece?(Bir öğrenci) Batılılaşmadan, Selçukludan Osmanlıya gelişen kültürümüzü Türkiyeleşmeye vardıramaz mıyız?(Bir öğrenci) Bu cümleler nedir diye merak edeniniz vardır. Bunlar edebiyat dersimizde Ahmet Mithat Efendi'nin Felatun Beyle Rakım Efendi romanı üzerinden yanlış batılılaşma konusunu incelerken öğrencilere yazdırdığım kompozisyonların altına kırmızı kalemle düştüğüm notlardır. Düşünce dünyamızın gelişmesi için deneme yazmak ve beyninde dolaşan fikirleri bir konu üzerinde aktarabilmek öğrenciyi geliştirir.

Bu sebeple yanlış batılılaşma üzerine düşünmeye veya düşünceler üretmeye ve bir bakış açısı elde etmelerini sağlamaya yönelik yazı çalışmaları değerlidir benim için. Hem yazının konusu hem yazarın üslubu hem de metnin uzunluğu ya da kısalığı dikkatimi çeker her zaman. Ben öğrencinin konu hakkında ne yazdığını merak ederken öğrencilerim de yazılarının altına ne notlar düştüğümü çok merak ederler. Bazı öğrencilerimin bu notları için kağıtlarını sakladıklarını bilirim.

Osmanlı'nın son dönemlerinde Tanzimat ile beraber başlayan batılılaşma anlayışı O günkü hikaye roman gibi edebi türlerin her birinde başat tema olarak yer alıyordu. Batılılaşmak, modernleşmek, çağdaşlaşmak gibi kavramlar örf, adet ve geleneğin karşısında cephe oluşturmuşlardı o dönemlerde. Batılılaşmak, hıristiyan batı milletlerine benzemek; eğitimde, ticarette, siyasette, hukukta ve benzeri hayatın değişik alanlarında onlar gibi yapabilmeyi ifade eder.

"Yanlış batılılaşma" kelimesi bana göre yanlıştır. "Batılılaşmak" yanlış ve mümkün değilken yanlış batılılaşma da ne demek? Gelişmenin adına batılılaşmak dediğinizde bu golü yemiş olursunuz. Teknolojik olarak gelişmiş olan milletler, ülkemizin coğrafi olarak batısında yer aldığını bilirsiniz. Onların düşünce, kültür ve hayata bakışları bizden çok farklıdır.

Onlar silah kullanırlar biz de ama amaçlar farklı, yöntemler farklı oluşur. Onlarda da yönetim şekli vardır bizde de bir yönetim şekli vardır ama dayanak noktaları çok farklıdır. Onlarda da kanunlar, yönetmelikler tüzükler vardır bizde de ama temelleri farklıdır. İşte bu farklılıklar batıyı batı, doğuyu doğu olarak nitelemeye yeter. Neden biz batılılar gibi olmak zorundayız da onlar genelde doğulu gibi özelde Türkler gibi olamıyorlar.

Hatta bu yazıların ardından öğrencilerime neden batılılar Türkleşemiyorlar demiştim. Bu koronalı günlerde Amerika'daki Türk Profesör Mehmet Öz bir televizyon programında el yıkarken Türk usulü ifadesini kullandı. İşte benim kastettiğim şey de buydu. Fakat Türk usulünü uygulayanlar Türkleşiyorlar mı? Hayır. Usulü uygulayanlarla "öyle olanlar" da farklıdır.