Özellikle son yıllarda, ülkemizde bir hastalık salgın haline geldi:Yalancılık.Koronavirüs ile nasıl topyekün mücedele ediyorsak,bu YALAN VİRÜSÜ ile de aynı şekilde mücadele etmemiz gerekiyor.Zira iletişim araçları ve özellikle (a)sosyal medya nedeniyle bu hastalık çok hızlı yayılıyor.Ve insanlara da,millete de devlete de zarar veriyor.

İşin tuhaf yanı bu yalanları üretenlerin, pek çok yalanları ortaya çıkmasına rağmen yüzlerinin kızarmıyor olması.(Şairin dediği gibi:Tek sermayeleri kızarmaz yüzleri yani..)

'Çamur at, tutmazsa izi kalsın' mantığıyla hareket eden bu zavallı YALAN MANYAKLARI genelde yabancı istihbaratın 'yemledikleri' ile PKK, FETÖ gibi terör örgütlerinin üyeleri veya sempatizanları olsada; onların yalanlarını dolaşıma sokan, yaygınlaştıran İDEOLOJİK YOBAZLAR oluyor.

Olumsuz bir şeyler olsun şu ülkede de sevinelim ve bizim ideolojimiz prim yapsın diye bekleyip,nerde bir yalan bulurlarsa balıklama atlayıp yaymaya çalışan bu ideolojik yobazlar,

hiç çekinmeden insanların itibarıyla oynayabildikleri gibi, yaptıkları yalan yayıcılığının devlete zarar verebileceğini de umursamıyorlar. Varsa yoksa kendi ideolojik kaygıları, başka hiçbirşey umurlarında değil.

Düşüncelerinden dolayı değil bu tavırlarından dolayı 'yobaz' sıfatını hak ediyorlar zaten.

Meselenin diğer boyutu ise bizlerin yalancılara karşı tavrı.Bir haber veya bilgi aldığımızda sorgulamadan, araştırmadan doğru kabul ediyorsak yalancılara yardım ve yataklık ediyoruz demektir.Yalanı üretmekle o yalanı yaymak arasında pratikte bir fark yok.Yaydığımız yalanla kimin değirmenine su taşıdığımızın sorumluluğu ve vebali bize aittir.

Aynı yalan silahının birgün bizim şerefimizi, haysiyetimizi hedef alabileceğini de düşünerek,her duyduğumuza inanmak, sorgulamamak, araştırmamak şeklindeki kolaycı tavırdan uzak durmalıyız.Eğer bu vazifemizi yaparsak; yalan virüsü yayılma ortamı bulamayacak, ideolojik yobazlar prim yapamayacaktır.Ki iletişim imkanlarının bu kadar fazla olduğu bir ortamda bunu yapmak zor olmasa gerek.

Her yalanın bir üretilme amacı vardır:Bazen hedef bir kişiyi itibarsızlaştırmak, bazen bir kurumu yıpratmak, bazen ülke içinde fitne çıkarmak, bazen devleti yönlendirmek veya kilitlemektir bu amaç.Ama şurası muhakkaktır ki;hiçbir yalan masum değildir, bizim iyiliğimiz için de değildir.

Dolayısıyla her yalan bizi, milletimizi ve ülkemizi hedef almaktadır. Başka bir deyişle,yalan silahının hedefi her daim millet ve devlettir.İşte bu yüzden dikkatli olmalıyız,yalan silahına mermi taşımamalıyız.

Millet diye derdi, gelecek diye bir kaygısı olmayan, gerçekler üzerinden eleştiri,fikir ve proje üretemeyenler YALANLARDAN MEDET UMARLAR.Bırakalım onlar debelenip dursunlar yalan dünyalarında, biz onlara ortak olmayalım.

Millete ve devlete düşman oluo siyonist-haçlıların kucağına oturanlar; PKK'sı,FETÖ'sü,etki ajanları,batılı istihbarat servislerinin beslemeleri yalan virüsünü her gün aramıza salıyorlar.EN AŞAĞILIK SUÇ olan ihanet içinde, kinleriyle debelensinler ama, biz onların yalanlarına ortak olmayalım. Ferasetimizle engelleyelim YALAN SİLAHINI.

Koronavirüsün tedbiri; Maske-Mesafe-temizlikYalan virüsünün tedbiri ise:OKU,sorgula, araştır.

Tedbirlere uyalım lütfen,kendi geleceğimiz için.