Malumunuz, mübarek Kurban Bayramını idrak ediyoruz. Rabbim İslam Âlemine rahmet eylesin, yardımını esirgemesin, bizleri birbirimize yardımcı kılsın.(âmin) “Keşke her ayın birkaç günü Kurban bayramı gibi olsa” diyecek ham düşünce sahiplerinden değilim. Ancak böyle bir talep kurbanın bereketinden dolayıdır ki bu da görmezden gelinecek bir hissiyat değildir.
Efendimiz (sav) zamanında Medine’de bölge halkı yılda iki defa böyle toplanır, birlikte mutlu vakitler geçirirler, panayırlar yaparlarmış. Rabbimiz hayatın pratik boyutuna en uygun dini gönderir de kullarının mutlu olmasını istemez mi? - O, dilerse her şeye razıyız, durum böyle olduğu için bu cümleyi kurdum. Her gün belli vakitler ağla deseydi yapmak durumundaydık- Rabbimizin emir buyurduğu bayramların özelliği, güzelliğindedir.
Bayram için yaptığımız ibadet ve adet cinsinden her şey öncelikle Müslüman toplumu birlik içinde kılmak sonra da tüm insanlara hayırlı olmak üzere tertip edilmiş.
Temizlik ilk akla gelenlerden. “Ne yapıyorsun komşu?” “No’lsun be komşum bayram temizliği işte.” Camlar silinir, halılar yıkanır, zamanı gelmişse boya badana en başta yapılır. Tepsi tepsi cevizli lokumlar hazırlanır. Üzeri kızarmış baklavalar çoktan açılmış ve fırında kurutulmuştur ki arefe akşamı şerbeti verilir/dökülür. Sabaha kıtır kıtır hazır baklavaların kıyıları evin yaramazları tarafından tırtıklanır. “Oğlum, bitirme hepsini misafirler gelecek, onlara ne ikram edeceğiz sonra?”
Bıçaklar bilenmiştir, ip hazırlanmıştır, komşular/ortaklar kesim mahalline doğru yönelmişlerdir. Bir taraftan tartılar, nacaklar, kütükler, büyük naylonlar, etleri evlere götürecek kap kaçaklar oradadır. Abdestler alınmıştır, dudaklardan dökülen tekbir sesleri, kalplerdeki “Allah için kurban kesme niyetleri” tamamdır. Vekâletler teslim edilir eli bıçak tutanlara. Şehit olmak için uzatılmış bir boyun üzerinde, aşağıdan yukarıya çekilen çelik bıçaklar bir ruhu, çırpınışlar eşliğinde ardında tekbir nidalarıyla yüce makama uğurlar.
Etraf kırmızı renge bürünürken gıpta edilen bir hal uzanmış yatmaktadır. “Allah’ım bizleri de senin yolunda kurban olanlardan eyle duasının yanı başında “Ölüm beni ne kazada ne yatakta, isterim ki beni kutlu bir eylemde kıstırsın” diyen Şehit Metin Yüksel sözleri bitiverir zihnin ortasına.
Adalet, hoşgörü, yardımseverlik kavramlarının ete kemiğe bürünerek kelimeleştiği cümleler kurban mahallinde uçuşur. “Ne demek helal hoş olsun… Herkes hakkını helal etsin… Allah kabul etsin, kurbanın yüreğini de, böbreklerini de bölelim herkese eşit olsun… Bilelim de fark etmez kaç kilo olduğu… Şuradaki Suriyeli kardeşlerimize de verelim vb. sözleri duyar kulaklar.
Hissenin biri verilmiştir geri kalan altı hisse de komşulara ve yakın akrabalara ayrılmıştır. Kendine istediği gibi, güzel yerlerinden ayrılan et ve kemik parçaları gönderilir küçük çocuklarla tarif edilen yerlere.
Ev halkı geri kalanı istediği gibi kullanma hakkını elde etmiştir artık. Yeniden bıçaklar çalışır kıyma, sucuk, parça et hazırlanır.
Misafirler büyüklerini ziyarete başlamışlardır bile. Bazen mutfaktan çıkılır işler olduğu gibi bırakılarak. Aynı güzel dualar, bildik kelimeler telaffuz edilir. Eller öpülür, tokalaşılır, bir taraftan kolonya bir taraftan şeker ikram edilir. Evin çekingen çocuklarına “öpsene oğlum, komşu annenin elini” talimatı verilir. Çekinen veletler eline sıkıştırılmış parayı hissedince sevinçten dört köşe olurlar. Baklavalar birkaç kelamın ardında saklıdır. Bir iki lokma veee “ bize müsaade, hayırlı bayramlar, gideceğimiz yerler var.” “Allah ziyaretinizi kabul etsin, Allah mübarek kılsın”
Bayram namazından başlayan toplumsal birliktelik, nefeslerin tekbire dönüşür ve tüm İslam âleminin soluğu olarak semalarda birleşir. Sonra mezarlık ziyareti… Ölülerine böyle değer veren bir dinin, dirilere nasıl saygı duyulması gerektiğini kanaatini fikrettirir. “Ölülere kötü söylemeyin (sövmeyin) bundan diriler incinir” Peygamber sözünü dinlemişizdir bir sohbette.
Böyle bayramlarda, yokluk, savaş içinde olanların bile gönüllerindeki barış ve ümit hissiyatı biraz daha teselli olur. Bayram bayramdır, sevinç, sürur ve yardımlaşma günüdür bayramlarımız.