Allah eksikliğini vermesin doktorlarımızın da ilaçların da.Ama malumdur ki ilaçların iyi geldiği rahatsızlıklarımız olsada yan etkileri de çok fazladır.İnsanoğlunun ürettiği pek çok teknolojik unsurun da faydaları yanında pek çok yan etkisi/zararı vardır ve bunlardan biri de iletişim teknolojileridir.

Telefon, TV, genel ağ(internet), sosyal medyanın faydaları ve zararları/yan etkileri şeklinde bir sıralama yapsak,kanaatim odurki,medyanın faydasından çok yan etkisi yani zararı vardır.Elbetteki bu durum medyayı kullanış şeklimizden kaynaklanmaktadır. Fakat sebep ne olursa olsun şu bir gerçek ki;medyanın yan etkileri SOSYAL BÜNYEMİZİ SARSIYOR,psikolojilerimizi alt üst ediyor.

- En değerli hazinemizi yani zamanımızı israf ediyor, her gün ortalama 4-5 saatimizi çalıyor mu?

- En değerlilerimizle bağlarımızı koparıyor; aile bireylerini, akrabaları, dostları birbirinden uzaklaştırıyor mu?

En büyük varlıklarımız olan çocuklarımızın ahlakını, karakterini, milli ve manevi değerlerini olumsuz etkiliyor mu? Gençlerimizin ilime, bilime, OKUmaya, sosyalleşmeye ayıracağı vakti çalıp hem gençlerin hem de ülkenin geleceğini mahvediyor mu?

- Ülkemiz dahil pek çok ülkede sömürücü devletlerin ortalığı karıştırmasına, gerilimler, çatışmalar çıkarmasına neden oluyor mu?

-Milli kültürün yerine batının hayat tarzını bilinçaltlarımıza yerleştiriyor ve bizi biz yapan değer yargılarını her geçen gün yok ediyor mu?

[-Dünyada çevirilen dümenleri, yapılan zulümleri, katliamları, işgalleri ve gerçek sorunları gizleyip, SUNİ MESELELERLE BİZİ UYUTUYOR MU?

- Sınırsız özgürlük maskesiyle inançsız ve sorumlulukları reddeden bir hayat anlayışını ve sapıklıkları meşrulaştırıyor mu?

-Sınırsız ve lüks tüketimi körükleyerek kapitalizmi yaymakta mıdır?

-Yalan, iftira, dedikodu, gösteriş düşkünlüğü gibi hastalıkları yayıyor mu?

-Kumarı, içkiyi, zinayı ve diğer SOSYAL VİRÜSLERİ normalleştirmekte ve çağdaşlık diye pazarlamakta mıdır? Vs, vs, vs, zihnimizde deli sorular.Daha da çoğaltabiliriz soruları. Bunlar DELİ SORULARIN BİR KISMI.

Ve maalesef bu soruların cevabı hep 'evet'. Yani medyanın yan etkileri toplumsal yapımızı sarsıyor. İşin daha kötüsü şu ki;bu durumdan rahatsız olanımız çok az ve medyanın önümüze koyduğu herşeyi sorgusuz sualsiz doğru kabul ediyor ve kabulleniyoruz.Bu noktada bir soru daha sormamız farz oldu:BİZ Mİ MEDYAYI KULLANIYORUZ YOKSA, MEDYA MI BİZİ KULLANIYOR?

Kapitalist-sömürgen dünyada savaşın değişik şekillerinden biri de psikolojik savaştır ve bu PSİKOLOJİK SAVAŞIN EN ÖNEMLİ CEPHESİ MEDYA ve (a)sosyal medyadır.Bu cephede savaştığımız, ŞEYTANİ DERİN DÜNYA DEVLETİNE; çocuklarımızı, gençlerimizi, ailelerimizi, inançlarımızı, ülkelerimizi, milli kimliğimizi kurban vermemeliyiz.Medyayı bilinçli kullanmalıyız,faydalı yönlerini ön plana çıkarmalıyız.

Her sakallıyı deden sanma der atalarımız, biz de her medyatik olanı adam yerine koymamalıyız vede her duyduğumuza inanmamalıyız.'Size bir fasık(bozguncu) bir haber getirdiğinde... doğruluğunu araştırmadan inanmayın' diye bir ayet var bizi uyaran.Medyadaki fasıkların fasıklıklarına karşı uyanık olalım, yeryüzünde fesat çıkaranların ortağı olmayalım.

PKK'sından, FETÖ'süne kadar tüm vatan hainlerinin; ateistinden misyonerine kadar her çeşit İslam düşmanının MEDYA CEPHESİNDE ŞEYTANIN ASKERİ olarak cirit attığını aklımızdan çıkarmayalım.Pek çok devletin istihbarat servislerinin yönlendirdiği kişi ve kurumların medya cephesinde sürekli olarak ALGI BOMBARDIMANI yaptığını bilelim.

Medyayı bilinçli kullanalım ki, medya cephesinde mağlup olmayalım. Medyanın yan etkilerine kurban etmeyelim evlatlarımızı, medya şeytanlarına yem etmeyelim vatanımızı,medya mayınlarında kaybetmeyelim dinimizi ve değer yargılarımızı. Medya bizi değil akıl sahibi olan bizler onu kullanalım.

Mehmet Arif SELİM