Genç kız voleybol oynamak için kıyafetlerini değiştiriyordu. Tişörtünü başından geçirdi elleriyle saçlarını ense kökünden sırtına doğru salıverdi. Taytını giydi ve çoraplarını diz kapaklarına doğru çekerken Salı günü son derste hocasının anlattıkları aklına geldi.

Niçin gelmişti aklına diye düşünmeden edemedi. Cevabını bulmak da zor olmadı. Zira hocası Hz. Muhammed (sa) zamanında Müslüman olmaya vurgu yaparken verdiği örnek, içinde bulunduğu bu halin ta kendisiydi.

"Sen açık giyinmeyi seviyorsun, ama Müslüman olunca bundan vazgeçmen gerekseydi yine de Müslüman olur muydun?" Sahi, voleybol oynamayı seviyordu hocalarını her zaman çok iyi oynadığını söylerler ve teşvik ederlerdi. Maç esnasından aldığı alkışlar onu havalara uçuyordu sanki. Kişiliğinin bi parçası olmuştu voleybolla kazandığı bu soysal kariyer.

Şimdi bir Müslümanlık için sosyal kariyerini yok sayması ne kadar mantıklıydı? O konuma gelmek için ne zahmetler çekmişti.

Elleri diz kapakları üzerindeyken açılan kapıdan esen rüzgar beyaz tenine üşüme hissi veriyordu. Arkadaşlarının günlük konuşmaları ve sulu şakalaşmaları gittikçe uzaklaştı.

İçinde bulunduğu vaziyeti unutup düşünce diyarında bir seyyah gibi dolaşmaya başladı. Evet, Hz. Ebu Bekir Efendimiz (sav) anlatınca hemen Müslüman olmuştu çevresindeki arkadaşlarının tepkisinin ne olacağını düşünmeden; Hz. Ali Müslüman olmuştu Peygamberimiz (sav) ile Hz. Hatice'nin namaz kılışlarını gördükten sonra, Sevgili eş, çocukların anası, Mekke'nin namuslu tüccarı Hz. Hatice de O'nun güzel ahlakını bildiğinden Müslüman olmuştu.

Müslüman olmak nasıl bir şeydi? İsimleri sayılan bu güzel insanların Müslüman olması normal olsa bile kariyer sahibi insanlar nasıl Müslüman oluyorlardı? Mekke kızlarının peşinden koştuğu Yusuf yüzlü Musab Bin Umeyr nasıl Müslüman oluyordu? Kızgın çöl kumlarında sırt üstü yatan, göğsüne ağır kayalar konan ve onca acıya katlanan Hz. Bilal neden ve nasıl Müslüman olabiliyordu? Kabe'deki 360 puta tapan zayıf bırakılmış insanlardan tutun da sistemin sahibi o Mekke'nin ileri gelenlerinden bazıları nasıl oluyor da Müslüman oluyordu?

Genç kız tenine dokunan serin rüzgarın etkisiyle o mekanları o zamanları dolandıktan sonra sınıfına geldi. Hocası, Hz. Muhammed'in Hayatı dersine giriyordu. Tarihi konulardan ilkeler çıkarıp yürüyordu gençlerin üzerine. Onların derin empati yapmasını istiyor olmalıydı ki örneklerini iyi seçiyordu. İnsanı kendisiyle karşı karşıya getiriyor karar vermesini bekliyordu.

"Futbol takımı tutan var mı?" dedi sınıfın ortasında o derste. "Fanatik taraftarlar kim bir göreyim bakalım? Birer ikişer kalkan parmaklardan birine "Hangi takım?" sorduğunda.Gururla ve emin bir ses tonu ile "Fenerbahçe Hocam?" dedi ve sonra birden dondu kaldı hocasının talebi karşısında. "Şimdi tuttuğu takımı değiştir?" Şaşkınlık ve korku dolu bakışlarla "Niye ki?"

Mekkeli müşriklerin nasıl Müslüman olduğunu anlamak istiyorsanız bunu yapmalısınız. Sizi, siz yapan her türlü yanlış, eksik ve kusurlu yanlarınızı bir kararla "silip" onun yerine bir cümle ile bilmediğiniz ve iyi olacağına iman ettiğiniz bir cümleye "evet" demek isteyiniz.

Tuttuğu takımı değiştirmek kolay mıydı, arkadaşları ne derdi sonra. Bir de gıcık olduğu takımın mı taraftarı olacaktı? O iş zordu. İyi ki bu zamanlar geçti ve biz Müslüman bir toplumda doğduk diye hayal kurdu.

Başı açık gezmeyi seviyorsun... Vb.. bir çok şeye dinen uygun olmasa da hoşuna giden genç kızlar ve genç bayanlar nasıl Müslüman olsunlardı ki? Acaba hocası şimdi Hıristiyan olun deseydi kimler ayağa kalkardı? Tahmin etmek yine güç değil zira hiç kimse İslamiyet'i seçip öbür dinlere kulak kabartmak mümkün değildi tabii ki... Daha neler neler düşünecekti genç kız. Ancak kaptan olan arkadaşı Beden Eğitimi öğretmeninin çağrısını iletti tiz sesiyle.

Müslüman olanların neleri ardında bıraktığını daha yakından öğrenmek için diğer dersi beklemek zorunda idi.