Diyanet İşleri başkanlığımız her yıl 1-7 Ekim tarihindeki ilk haftayı "Camiler ve Din Görevlileri Haftası" olarak kutlamaktadır.Hafta boyunca çeşitli kültürel faaliyetler yapılmaktadır. Pandemi öncesi bu haftalar daha zengin programlarla kutlanıyordu.Pandemi nedeniyle kısıtlı da olsa güzel ve faydalı işler yapıldı/yapılıyor.

Bu hafta için her yıl bir konu belirleniyor.Bu yılki konu ise "Camiler,Din Görevlileri ve Vefa" konusu seçildi.Gerçekten her sene olduğu gibi bu yılda güzel ve anlamlı bir konu seçildi.

Önce isterseniz "VEFA" hakkında bilgi verelim. Vefa; verilen sözde durma, bir şeyin hakkını verme, değerli şeylerin kıymetlerini bilme, nimet ve lütuflara karşı gereken şükrü eda edebilme adına gösterilen saygı ve hürmetin adıdır.

Yüce Rabbimiz Kur'an'da vefa konusuna büyük önem verdiğini şu ayetlerle dile getirir:

-"Ahitleştiklerinde ahitlerine vefa gösterenler"(Bakara,177).

-"Sözünüze vefa gösterin,doğrusu verilen ahitte (sözde) sorumluluk vardır".(İsra,34).

Allah'a Karşı Vefa: Vefa söz konusu olunca vefa göstereceğimiz en büyük varlık şüphesiz ki Allah'tır.

Çünkü biz "Kalu Bela "dediğimiz hadisede Rabbimize kulluk yapacağımıza ve O'nu Rab olarak tanıyacağımıza söz vermiştik.Kur'an bize bu olayı şöyle hatırlatıyor:" Rabbin Ademoğulları'ndan -onların sırtlarından- zürriyetlerini alıp bunları kendileri hakkındaki şu sözleşmeye şahit tutmuştu: Ben sizin rabbiniz değil miyim? "Elbette öyle! Tanıklık ederiz" dediler. Böyle yaptık ki kıyamet gününde, "Bizim bundan haberimiz yoktu" demeyesiniz"(A'raf,172),

Allah 'a Karşı Vefa,en kısa ifadesiyle, Kur'an'ı Kerim ve Peygamberimiz Hz. Muhammed(s.a.s.)'in diliyle bize anlattığı şekilde O'na hakiki kul olmakla mümkündür.

Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.s.)'e Karşı Vefa; O'nun bin bir sıkıntı ve çileye katlanarak tebliğ ile birlikte temsil ettiği yüce dinimiz İslam'ı, yine O'nun yolunda giderek, sünnetine uygun bir şekilde yaşayıp herkese ulaştırarak, O'nu tüm insanlığa tanıtmak için elimizden geleni yapmamız gerekmektedir.

Peygamberimiz Hz. Muhammed (s,a,s,) bir vefa insanıydı. Kendisine arkadaşlık yapmış, gönülden O'na inanıp teslim olmuş ve bir an olsun O'nu davasında yalnız bırakmamış olan Sahabilerine çok ihtimam göstermiştir.

Kur'an'a Karşı Vefa; Onu çok okuyarak,anlayarak, hükümlerine uygun amel ederek, maddeten ve manen onun hakikatlerini tüm insanlığa duyurmak için çalışmalıyız.

Cami ,Din Görevlisi ve Cemaate Vefa: Yüce Rabbimiz Kur'an'da şöyle buyuruyor: "Allah'ın mescitlerini, ancak Allah'a ve ahiret gününe inanan, namazı gereği üzere kılan, zekatı veren ve Allah'tan başka kimseden korkmayanlar imar eder. İşte bunların doğru yolda olup başarıya ulaşacakları umulur" (Tevbe,18).

İslam mabetlerini ancak inananların imar edebileceğini bildiren bu ayet, aynı zamanda camileri/mescidleri manevi anlamda imar etmek şeklinde de anlaşılmıştır.Nitekim Hz.Peygamber (s.a.v.)" Bir kimsenin mescitlere gidip gelmeyi alışkanlık edindiğini görürseniz onun imanına şahit olunuz".

Camilerimizi yeniden hayatımızın merkezine alalım. Kadınıyla erkeğiyle, çocuğuyla yaşlısıyla camide olalım, caminin cemaati olmakla hayat bulalım. Camilerimizi yalnız ve ıssız bırakmayalım.Camilerin ortak kalbimiz olduğunu, oralarda hayat varsa, bizlerde de hayat olacağını bilelim.

Geçen yıl Korona nedeniyle bir süre camilerimiz kapalı kalırken ne kadar özlemiştik.

Öyleyse şunu tekrar hatırlatalım:"Vefa,sadece İstanbul'da bir semtin ismi olarak kalmasın".