Geçtiğimiz hafta Mübarek 3 aylar başladı. Rahmet iklimi sardı etrafımızı. Güzel günler göreceğiz İnşallah!

Ben tekrar bu güzel günlerin hayırlara vesile olmasını diliyorum. Umarım bu mübarek günler, referanduma doğru gerginleştirilmeye çalışılan gündemimize de huzur ve esenlik getirir. Bunalan ruhumuzun, ve gerginleşen gündemimizin bu güzel günlere ihtiyacı var. Kalplerimize şifa, gündemimize ilaç olur inşallah!

Bu mübarek günler vesilesi ile kalp ve ruh dünyamızda güzel bir temizlik yaparız İnşallah! Bu haftadan itibaren sosyal hayatımızda üç ayların etkisini birçok yönden göreceğiz.

Ben daha çok kurumsal ortamlarımız açısından bu konuyu değerlendirmek istiyorum.

KANDİL MESAJLARININ YARIŞI

Şahıslar ve kurumlar cep mesaj ile bu tür gün ve geceleri fazlası ile kutluyorlar. Kurumları istisna tutuyorum ancak şahısların marjinalleşmiş cep mesajlarını, tek tuşla yüzlerce kişiye göndermesini çok samimi bulmuyorum. Benim mesajım senin mesajından daha güzel, yarışına girişiyoruz adeta... Şahsen ben cep mesaj atmaktansa bizzat aramayı tercih ederim. Artık tarifeler cepten konuşmak için eskiye nazaran daha uygun. Ancak şunun da altını çizelim: Mesaj atmanın ya da 'kandilin kutlu olsun' demenin, yeterli olacağını düşünüyorsak, yanılıyoruz.

Biliyorsunuz, aynı gün yerel gazetelerde, televizyonlarda ve radyolarda kurumların kandil ilanları yayınlanır. Bu arada tüm kurumların gazete ve televizyonlardaki kutlama mesajlarının aynı olmasını da garipsiyorum. Halbuki herkesin kutlaması kendine özgün ve farklı olmalı. Kutlaması yayınlanan kurumlar; "bizim de ismimiz geçsin" anlayışıyla mı bu ilanları veriyorlar? İlanlar formalite yerine getirilmiş izlenimi veriyor. Basılı Basın için de duygusal yönü var tabi bu işin...

Sanırım medyamız da tasarım ve yayın açısından işin kolayına kaçıyor. Kutlamaların hepsinin tek tip ve aynı metne sahip olmasını başka türlü izah edemiyorum. İnegöl basını manevi konularda hassas. Bu açıdan kutlamaların yanı sıra daha doyurucu sayfalar ve haberler bekliyoruz bu günlere dair...

KANDİLLER GEÇMİŞ OLMASIN

Regaib Kandili geçti. Sırada daha çok kandilimiz var. Kandil günlerinde karşılaşanlar, birbirlerinin kandillerini tebrik edecekler. Kandilden bir gün sonra karşılaşanlar bu kutlamanın kazasını yapacaklar?! "Geçmiş Kandilin mübarek olsun" diyecekler. Bu kutlama şekli de bir garip. "Kandilin geçmişi" ne demek oluyorsa? Bu da adetten olmuş işte...Bu mübarek geceler bir fırsat, güzel bir vesile. Kaçırmayalım. Geçmiş olmasın.

Kurumlarda kandil simitleri dağıtanlar var. Bu tür günlerde personelin ve çalışanların hatırlanması güzel... Aileler ihmal edilmemeli tabi. Büyükler ve çocuklar bu tür günlerde mutlaka hatırlanmalı. Büyükler sayıldığını, küçükler sevildiklerini bu tür günlerde daha çok düşünmeli.

Kandil münasebetiyle Kandil helvaları pişirilip ikram edilecek. Örneğin İnegöl Belediyesi her kandilde şehrimizin değişik bir camisinde bu geleneğini sürdürüyor. Belediye hayatımızın her alanında var. Bu açıdan Belediye'nin kandili dikkate alması güzel...

MÜFTÜLÜĞÜMÜZDEN DAHA ÇOK ŞEY BEKLİYORUZ

Ancak bu günler asıl Diyanet İşlerini ilgilendiriyor mu? İlçe Müftülüğünün bu tür özel günlerdeki etkinliği cami vaazlarından ya da verilen bir konferanstan ibaret olmamalı. Bugünlere ait yazıma konu edinebileceğim farklı bir etkinliklerini hatırlamıyorum.

Müftülüğün öncülüğünde cami imamlarımız bu tür gün ve gecelerde daha etkin olmalı diye düşünüyorum. Çünkü bu tür günler maddi manevi birçok fırsatı barındırmakta. Uzun zamandır camiye adımını atmamış birçok insan bu günler hatırına camiye geliyor. Bu ayrı bir tartışma konusu. Ancak halkın camilere ilgisi dikkate alınarak o gece en güzel ezanlar okunmalı, en güzel vaazlar verilmeli, en güzel ilahiler söylenmeli...Yapılmıyor mu? Haksızlık yapmayalım. Yapılıyor elbet. Ancak kesinlikle bunlarla yetinmemeliyiz. Özel kampanya tadında, halkı camilere ve inanç dünyamıza davet eden etkinlikler yapılmalı.

HEPİMİZ VEBAL ALTINDAYIZ

Kimse darılmasın, kırılmasın ama yapılanlar yeterli değil. İnegöl gençliğinden dikkat çeken oranda hiç alnı secdeye gitmemiş olanlar var. İçki ve uyuşturucu bataklığında çırpınanlar var. Kumar ve zina zehirinden kurtulamayanlar, o kadar çok ki. Hangi birini sayalım? Dert çok. Eğer bataklıkta çırpınanları dert edip üzerimize düşeni yapmıyorsak; aldığımız maaş vebal, soluduğumuz nefes vebal. Sadece camilerimiz değil, bunca vakfımız, derneğimiz, camiamız,kursumuz, okullarımız, Din Kültürü öğretmenimiz, ben,sen, hepimiz vebal altındayız. Güzel insanlar derdimiz şudur ki; Özellikle Çocuklarımızı ve gençlerimizi ihmal etmemeliyiz.

Mübarek Ramazan ayı geliyor. Özellikle Ramazan ayında camilerimizden daha çok ses getirecek sıra dışı davet ve etkinlikler bekliyoruz. Recep ve Şaban iki güzel haberci... Kandiller ile adeta Ramazan gecelerinin provalarını yapıyoruz. Demem odur ki acizane; şimdiden masaya yatırmalıyız Ramazan ayında yapacaklarımızı... Bir yol haritası belirlemeliyiz bugünden...