Mübarek Ramazan vesilesiyle oruç ibadeti üstüne güncel sosyolojik tespitler içeren bir şeyler karalamak istedim. Gayret bizden başarı Allah'tan.
Orucun sadece isin açlık boyutuna indirgenmesinin yanlışlığı eminim tüm Müslümanların şuurunda olduğu bir konudur. Dilin,kalbin,gözün vs. Melekelerimizin orucuna dair ortalama dini bir bilgiye sahip her Müslüman bir şeyler söyleyebilir. Peki Oruç bu yönleri ile bir bireysellik teşkil ediyorken, bu yönlerin genele arzıyla bir toplumsallık durumu da ortaya koyamaz mı?

Niyetim içtihat yapmak falan değil. Böyle bir şey haddim de değil. Ancak toplumsal bir orucun mümkün oluğunu söylemek orucun doğası ile ilgili olsa gerek ve tabi bunu söylemek için Alim olmayanı gerek olmadığı kanaatindeyim.

Çünkü toplumsal olarak gelişen olayların, bireyleri eskisinden hızlı dönüştürdüğü ve etkilediği bir dünyadayız. Bu gelişmeler insan ruhunun derinliklerine kadar etki ediyor ve insanı tahammülsüz bir öfke küpü haline getiriyor.

Tabi bu durum sonuçlardan sadece bir tanesi ! 2019 Ramazan ayı bu yönüyle daha ilk günden çok ciddi bir imtihan oldu bizler için.

Tarihçi yazar Kadir Mısıroğlu'nun vefatı ve İstanbul Büyükşehir Belediye seçimlerinin iptali , toplumsal vakaların bizde oluşturduğu sivri kimliği ön plana çıkarttı. Yaşanan tartışmaların detayına girmeyeceğim ama oluşan genel bir "Dil" ve onun oturduğu zemin olarak "Zihin" Ramazan ayının ruhuna hiç uygun değildi.

İşte toplumsal bir oruç bize bu noktada lazım. Siyasi tartışmaları toplumdaki ayrılıkları körükleyip , derin uçurumlar açmadan yapmak ve bu mümkün değilse o zaman bu tartışmalara hiç girmemek, Kendisi gibi düşünmeyenlere saygılı olmak ve en önemlisi hakaret etmek ile eleştirmek arasındaki hiçte ince olmayan o çok kalın çizgiyi ayırt edebilmek namına davranış sergilemek toplumsal bir oruç için belki de gerekli olan şeylerdi.

Ütopya olarak gelebilir ama buna öncülük eden birileri olursa elbette rağbet bulabilir.


Peki buna nereden başlamak lazım ? Burası önemli.

Bu duruma ön ayak olması gerekenler halk tan çok siyasetçilerdir.
Madem seçim süreçleri boyunca halkın dini hassasiyetlerine vurgu yapan söylemler dile getiriliyor, türbe ziyaretleri , Kuran kıraatleri , meydanlarda Kuran meali göstermek gibi faaliyetler icra ediliyorsa günlük gelişmeler karşısında toplumun ve yöneticilerinin de Ramazan ayının ruhuna uygun davranmaları için güzel adımlar atılabilir..


Bu bir anlamda da borçtur.

Selam sevgi ve muhabbetle..